Green Evolution olarak ileriye yönelik
hayata geçirmeyi planladığınız projeler
neler?
Öncelikli planımız, pazarın daha da büyüyüp
gelişmesini sağlamak. Bunun için gerekli uygu-
lamalara şimdiden sahibiz. Pazarda yaşanacak
artış, beraberinde çevresel katkıyı da getirecek-
tir. İkinci aşamada ise, enerji verimliliğine yöne-
lik yeni uygulamalarla etkinliğimizi artırmak isti-
yoruz. Enerji verimliliği çözümlerinden faydala-
nan kişi ve kurumların artması için çalışmaları-
mızı sürdürüyoruz. Farklı ülkelerde gerçekleştir-
diğimiz ve katıldığımız seminerlerin sayısını artı-
rıyor, eğitimlerimizle daha fazla sayıda kişi ve
kuruma ulaşıyoruz. Karbon finans piyasasının
kullanımının artması da odaklandığımız bir baş-
ka konu. Özellikle büyük ölçekli şirketlerin bu
sisteme dahil olmasını amaçlıyoruz.
Yalıtımın bu hedeflere ulaşmadaki rolünü
ve geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yalıtım, binalarda enerji verimliliğini sağlama-
da en yaygın ve etkin kullanılan alanlardan bi-
ri. Özellikle, eski binaların çevreci kimliğe bü-
rünebilmesi için uygulanabilecek öncelikli al-
ternatiflerden biri. Eski binalarda kullanılan
alüminyum çerçeveli pencerelerin ya da taş
binaların yalıtımı avantaj sağlıyor. Üstelik yapı-
lacak yalıtım çalışmaları, yalnızca verimlilik an-
lamında değil, daha konforlu yapılara geçiş
anlamında da katkı sağlıyor. Ancak eski bina-
ların bu durumunu, çözülmesi gereken bir so-
run olarak görmek de doğru değil. Çünkü ya-
pılabileceklerin yalnızca bir boyutunu ifade
ediyor. İleride yalıtılmış binaların sayısının art-
masının sonuçlarını daha net görebileceğiz.
Gelişen yalıtım teknikleri, verimlilik artışını da
sağlayacaktır.
lemeler, hesaplamalar ve fizibilite çalışmalarıyla
sağlanabilecek faydanın değerini ortaya koy-
duk. Bu çalışmalar, enerji tüketiminin azalması-
nın yolunu açarken, diğer yandan ülke ekono-
misine de doğrudan katkı sağladı.
Yunanistan’da binalarda enerji verimliliğini
sağlamaya yönelik ne tür çalışmalar
yapılıyor? Green Evolution olarak siz bu
konuda neler yapıyorsunuz?
Enerji verimliliğine yönelik çalışmalar yapılan bi-
naların sayısı büyük bir hızla artıyor. Avrupa
Komisyonu’nun hükümetlere ilettiği talimatlar,
bu artışın hızlı bir şekilde gerçekleşmesinde
önemli role sahip. Binalarda enerji verimliliğine
yönelik talimatlar doğrultusunda, hükümetlerin
enerji verimli binalar raporu hazırlaması gereki-
yor. Yunanistan hükümeti de, bu kapsamda
önümüzdeki yıllarda enerji verimli bina stoğu-
nun, toplam içindeki payının artırılmasına yöne-
lik uygulamalara imza atıyor. Green Evolution
olarak, sıfır karbon salımlı binalar hedefliyoruz.
Gerek verimlilik odaklı çalışmalarla, gerekse bi-
naların enerji ihtiyaçlarının bir bölümünü yenile-
nebilir enerji kaynaklarıyla karşılamaları için çö-
zümler sunuyoruz. Teknik ve hukuki konularda
danışmanlık hizmetleri sunuyor, enerji verimlili-
ği bilincinin yaygınlaştırılması için çalışmalarda
bulunuyor ve karbon kredisi alımı gibi finansal
çözümlerin hayata geçmesi için ihtiyaç duyu-
lan desteği veriyoruz.
Yunanistan’da pasif evlerle ilgili ne tür
çalışmalar yürütülüyor?
Bu konudaki yaygınlığın her geçen gün arttığını
söylemek mümkün. Ancak bu
yeni bir alan ve alınacak uzun
bir yol var. Çevre dostu evlerin
sayısını artırmak için pek çok
ülkedeki ilgili konferanslara
katılarak birikimlerimizi aktarı-
yoruz. Bu önemli, çünkü pek
çok eski ev, enerji verimliliği
sağlayacak uygulamalardan
yoksun durumda. Isıtma ya da
soğutma için idealden uzak
değerlere sahip olan bu bina-
lar, yalıtımın yaygın olmaması
nedeniyle de sorunlu olarak
görünüyor. Diğer taraftan, eski
yapıların modern bir yapıya
kavuşması için gereken yatı-
rım miktarları da kritik. Binalar
eskidikçe yatırım miktarı artı-
yor. Pek çok insan, yaşadığı
ve çalıştığı bina için yapılabile-
cek yatırımları fikren destekle-
se de, maliyeti nedeniyle bu-
nu uygulamaya geçiremiyor.
Önümüzdeki yıllarda çevre
dostu evlerin sayısının artma-
sına paralel enerji tüketimle-
rinde, dolayısıyla sera gazı sa-
lımında azalma öngörüyoruz.
HERB projesi ve hedefleriyle ilgili neler
söylemek istersiniz?
HERB projesi, Avrupa’nın pek çok ülkesinde
üniversiteler ile endüstrinin bir araya gelerek,
binalarda yenilikçi enerji verimliliği çözümleri
geliştirdiği önemli bir proje. Odak noktasında,
eski binaların, günümüz teknolojileri kullanıla-
rak daha verimli hale getirilmesi bulunuyor.
Özellikle, hastaneler ve okullar gibi hemen her
yerde karşımıza çıkan binaların modernleştiril-
mesi üzerine çalışılıyor. Avrupa’daki enerji tale-
binin yüzde 40 gibi büyük bir oranla binalar ta-
rafından yapıldığını düşünürseniz, HERB proje-
sinin önemi daha net ortaya çıkıyor. Proje, yal-
nızca son 20-30 yılda yapılmış binaları değil,
19. yüzyılda inşa edilmiş binaları da kapsıyor.
Projenin ortakları arasında, Green Evolution ve
İzocam’ın dışında İngiltere’den Nottingham
Üniversitesi, İtalya’dan Bologna Üniversitesi ile
Bologna Belediyesi, Portekiz’den Lizbon Üni-
versitesi, Almada Şehir Yönetimi, Almanya’dan
Stuttgart Üniversitesi, Yunanistan’dan Atina
Üniversitesi ile İsviçre, İspanya, Polonya, Fin-
landiya ve Hollanda’dan çeşitli kurumlar bulu-
nuyor. Çok sayıda ülkeden kurumun bu proje-
de yer alması, enerji verimliliğine sahip binala-
rın yaygınlaştırılmasını da beraberinde getiriyor.
Proje ortaklarından İzocam’ı ve
çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İzocam, projenin Türkiye’de duyurulması konu-
sunda katkı sağlayan bir şirket. Ülke içindeki
çalışmaları yeterince takip edemesem de, yalı-
tım alanında sahip olduğu birikim ve tecrübey-
le HERB projesine çok değerli katkılar verdiği-
ni düşünüyorum. Umarım, ileride daha fazla sa-
yıda projede birlikte çalışma olanağı bulabiliriz.
İzocam’ın güvenilir bir ortak olarak, yürütülecek
projelere değer katacağına inanıyorum.
AB destekli projelerin bu
alandaki gelişime katkısıyla
ilgili neler söylemek
istersiniz?
Avrupa Birliği’nin desteğinin,
hedeflere ulaşılmasında itici
bir güç olduğunu düşünüyo-
rum. Özellikle, projelerin mali-
yetinin karşılanması konusun-
daki desteği gerçekten
önemli. Sonuçta yürütülen
projeler büyük ölçekli ve mil-
yonlarca kişiyi doğrudan etki-
liyor. Fikren ortaya çıkan, ba-
şarıya ulaşabilecek uygula-
maların başlaması için hem
mali hem de psikolojik bir
destek sağlıyor. Yüzde 20’ye
varan bir destek söz konusu
ki, bu oran, pek çok projenin
devreye alınabilmesi için aşıl-
ması gereken mali sınırları
karşılıyor. Diğer taraftan, ko-
nunun daha fazla sayıda kişi
ve kurum tarafından öğrenil-
mesini sağlıyor. Bu da, proje-
lere sponsorların dahil olması
yolunda önemli bir avantaj.