|
Halk edebiyatinin genel özellikleri Dil, halkın konuştuğu dildirDaha çok divan şairi olmak kaygısı güderdi; ancak adını yine sayıları az olan, hece ile söylemiş koşmaları ile destanları yaşatmaktadır
|
səhifə | 8/10 | tarix | 25.06.2018 | ölçüsü | 445 b. | | #51795 |
| Daha çok divan şairi olmak kaygısı güderdi; ancak adını yine sayıları az olan, hece ile söylemiş koşmaları ile destanları yaşatmaktadır. Divanında gazel, kaside, tahmis gibi Divan şiiri nazım biçimleri vardır. Asıl şöhretini divanına dahi almadığı taşlama türündeki (halk şiiri) şiirleriyle kazandı. Taşlamalarında (hiciv), açık saçık ve kaba küfürlere de başvurdu. Divan: (Divan şiiri biçiminde yazdığı şiirlerden oluşur.) Sergüzeşt-Name: (başından geçen olayları anlattığı mesnevi)
ERZURUMLU EMRAH 19. yy. (?- 1860) Erzurum’un köylerinden birinde doğmuştur. Medrese eğitimi aldı, Nakşibendi tarikatının Halidiye koluna bağlandı; sonra medreseden ayrılarak köyüne döndü. Saz şairleri arasında Divan şiirini en iyi bilenlerdendir. Arapça ve Farsça sözcükleri kullanmaktan çekinmedi. Divan tarzında gazel, rubai, muhammesler de yazan şair, asıl başarısını hece ölçüsü ile yazdığı koşma ve semailerde göstermiştir.
SEYRANî (1807-1866) XIX. yüzyıl halk şiirinin büyük ustasıdır. Asıl adı Mehmet'tir. Kayseri’nin Develi kasabasında doğmuştur. Medresede birkaç yıl okuduktan sonra ayrılıp İstanbul'a gitmiştir; ancak devrin büyüklerini hicvettiği için, memleketine dönmek zorunda kalmıştır. Yaşamı acılarla, yoksulluklarla geçmişti; ömrünün son yıllılarında “deli” gömleğini de giymiştir. Divan geleneğine uymaya çalışıp aruzla ve ağdalı bir dille şiirler yazdı; ancak asıl şöhretini hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerde gösterdi. Ham sofuları ve kötü yöneticileri yerdiği hicivleriyle ve güzellemeleriyle tanınır. Şiirlerinin çoğunu bugün de güncelliğini yitirmemiştir.
DERTLİ 19 yy. (1772-1845) Şehirde yetişen ve Divan şiirine özenen aşıklardandır. Bolu yakınında Gerede’ye bağlı bir köyde doğdu. Okumuşların da ilgisini çeken şiirler yazdı. (Erzurumlu Emrah ve Seyrani gibi) Divan, Tekke ve Halk şiirini iyi bilen şair; Divan şiiri türünde de eser verdi. Fakat asıl başarısını heceyle yazdığı şiirlerde gösterdi. Hem aruz hem de hece veznini kullandı. Tasavvufi bir derinliği ve lirizmi yoktur; kuvvetli bir yergisi vardır.
AŞIK VEYSEL (1894-1973) Cumhuriyet devri saz şairlerinden olan sanatçı; Cumhuriyetin 10. yılı törenlerine katıldı. Cumhuriyet ve Atatürk üzerine yazdığı şiirlerle meşhur oldu. A. Veysel’i sanat dünyasına A. Kutsi Tecer tanıttı. 7 yaşındayken geçirdiği Çiçek hastalığı yüzünden gözlerini kaybetti; babasının oyalanması için verdiği kırık bir sazla çalıp söylemeye başladı. Meşhur olana dek, yaşamı acı ve yoksulluklarla geçti;köy enstitülerinde öğretmenlik yaptı. Yurdun değişik köşelerini dolaşan şair; insan, yurt, toprak sevgisini sade bir dille mükemmel bir şekilde işledi. “Halk şiirinin son büyük ustası” olarak bilinir. Şiir: Dostlar Beni Hatırlasın, Sazımdan Sesler, Deyişler
MURAT ÇOBANOĞLU (1940- 2004) Kars doğumlu olan şair ilk okul mezunudur. Aşıklık geleneğinin (günümüz saz şairlerinin) önde gelenlerindendir. Şiirlerinde nasihat etme, ahlakî öğütler verme amacındadır. Ulusal konuları ve öz değerleri işleyen şiirleri de vardır. Şiirleri Kars Eli, Pınar, Hisar, Türk Edebiyatı gibi dergilerde yayımladı. Aşıklar yarışmasında dereceler kazandı. Eser: Manzum öyküler ve şiirler yazdı.
C)TEKKE / TASAVVUFÎ HALK EDEBİYATI Dini tasavvufi düşünceyi yaymak düşüncesiyle gelişti. Allah aşkı ve Vahdet-i Vücud düşüncesi konu edilir. Dili halkın anlayabileceği bir dildir. Hem divan hem de halk edebiyatı nazım şekilleri kullanılmıştır. Hem aruz hem de hece vezni kullanılmıştır. Nazım birimi dörtlüktür; gazel biçimde ilahiler de vardır. Düzyazı biçimini ise evliya menkıbeleri, efsaneler, masallar ve tarikat büyüklerinin hayatlarını konu alan yapıtlar oluşturur. 12. yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı; Anadolu’daki ilk ve en büyük şairi Yunus Emre’dir. Bu edebiyat geleneğinin sürmesinde en önemli rolü Alevi-Bektaşi ve Melami-Hamzavî şairler oynamıştır. Tekke şiirinin genel adı, özel bestelerle okunan ve tarikatlara göre değişik isimlerle anılan ilahilerdir.
1. İLÂHÎ Allah aşkını konu edinen, Allah’ı övmek, ona yalvarmak için yazılır. Özel bir ezgiyle okunur. Dörtlük sayısı 3-7 arasındadır. Kafiye düzeni koşmaya benzer: abab cccb dddb... İlâhî, 7’li, 8’li ve 11’li hece ölçüsüyle yazılır.
Dostları ilə paylaş:
|
|
|