GöRÜNTÜ İŞleme



Yüklə 230,54 Kb.
səhifə3/8
tarix14.10.2017
ölçüsü230,54 Kb.
#4834
1   2   3   4   5   6   7   8

3.3.Renk


Elektromanyetik spektrumun (Şekil 5) 380-760 nm dalga boyu arasında yer alan ışığın her dalga boyu bandı, gözde belirli renk duyusunun oluşmasını sağlar. Renk algılama işlevi; ışık kaynağı, bakılan nesne, göz ve beyin tarafından oluşturulur. Renk duyusu, bu unsurlardan herhangi birinin değişmesi ile farklılık gösterir.

Şekil 5. Renk spektrumu.

Cisimde renk kuramı ilk defa 1876 yılında Newton tarafından ortaya atılmıştır. Güneş ışığının, prizma aracılığıyla spektrumunun çözümlenmesinde olduğu gibi (Şekil 6), ışık, kırmızıdan mora giden sonsuz ışınlardan oluşur. Yüzey ışınların tamamı yansıtırsa, kendisi beyaz olarak, veya ışınların bir bölümü yüzey tarafından soğurulursa geri gönderilen ışınların üst üste gelmesi nedeniyle herhangi bir renkte görünür. Siyah cisimler, üstlerine düşen ışığın tümünü soğururlar. Dolayısıyla cisimlerin renkleri sadece kendi niteliklerine değil, kendilerini aydınlatan ışığın bileşimine de bağlıdırlar. Saydam cisimler, bazı ışınları geçiren filtreler gibi işlev görürler.

Şekil 6. Işığın prizmada renklere ayrılması

Renk ölçülebilir ve sayısal olarak ifade edilebilir. Renk ölçme bilimine kolorimetre adı verilir. Renk ölçme, birçok çalışma alanındaki kullanıcılar için aralarında iletişim kurmada kullanışlı ve önemli bir teknik olsa da, bu işlem insan gözü ve beyninin davranışının basitleştirilmiş fiziksel bir ifadesidir (IES, 1972).

Renk; cisme gelen ışık ve çevre karakteristikleri, görünüş yönü, gözleyici karakteristikleri ve gözleyicinin uyumu gibi birçok karmaşık faktörlerin etkileşmesinden anlaşılır. Cisim, ışık, çevre ve gözleyici karakteristiklerinin, her birinin anlamı, hem spektral hem de yönsel olarak değişir. Gözleyicinin en son ne gördüğü, bakış zamanındaki ilgi odağı gibi faktörlere bağlı olarak görüş zamanı etkilenir.

Newton’dan sonra renkli algılamada üç rengin yeterli olacağını "Young" dile getirmiştir. "Maxwell" bu üç rengi görünür ışık spektrumunun başı, ortası ve sonuna denk gelecek şekilde "Kırmızı", "Yeşil" ve "Mavi" olarak saptamıştır. Ancak üç algılayıcının bulunması 1957'de fizyolojist "Rushton"a kısmet olmuştur. Rushton gözde "Erythrolabe" (Kırmızıya duyarlı) "Chromolabe" (Yeşile duyarlı) ve "Cyanolabe" (Maviye duyarlı) adını verdiği üç algılayıcı tespit etmiştir. Bu üç algılayıcı birlikte uyarıldığı zaman beyaz, hiç biri uyarılmadığı zaman ise siyah algılanır. İki algılayıcı birlikte uyarılmasından ikincil renkler algılanır (Şekil 7).

%50 • Kırmızı + %50 • Yeşil = • Sarı


%50 • Yeşil + %50 • Mavi = • Turkuaz
%50 • Kırmızı + %50 • Mavi = • Magenta (Mor)
%33 • Mavi + %33 • Kırmızı + %33 • Yeşil = • Beyaz

Şekil 7. Renklerin toplamalı olarak elde edilmesi.

"Newton" daha sonra kendi geliştirdiği renk halkasını uç uca birleştirerek spektrumda eksik olan Magenta rengini oluşturdu (Şekil 8). Daha sonra bu halkayı 12'ye bölerek renklerin sistemli bir şekilde değerlendirilmesinde belki de ilk adımı atmış oldu. Bauhaus sanat okulunda renk eğitimi veren "Iten", öğretisini bu temele dayandırmıştır.

Şekil 8. Renk halkası

Boyaların karıştırılması sonucunda ortaya çıkan renkleri açıklayan "Çıkartma" veya "Substraksiyon teorisine" göre (Şekil 9) Turkuaz, Magenta ve Sarı renkleri ile tüm renklerin aslına yakın reprodüksiyonu mümkün olmuştur Çıkartma teorisine göre ortak olan renk yansıtılır, geri kalan renkler emilir ve görülmez. Örneğin Mavi ve Yeşil algılayıcıları uyaran Turkuaz ile Yeşil ve Mavi algılayıcıları uyaran Sarı boyaların karıştırılması sonucu her iki boyada ortak renk olan yeşil görünür, geri kalan renkler diğer boya tarafından emilir. Mavi sarı tarafından kırmızı ise turkuaz tarafından emilerek yok olur.

%50 • Turkuaz + %50 • Magenta = • Mavi


%50 • Turkuaz + %50 • Sarı = • Yeşil
%50 • Sarı + %50 • Magenta = • Kırmızı
%33 • Turkuaz + %33 • Magenta + %33 • Sarı = • Siyah

Şekil 9. Renklerin çıkarmalı olarak elde edilmesi.

Gördüğümüz çoğu renk "absorpsiyon" yolu ile oluşmuştur. Burada bir madde, gelen ışıkta bazı dalga boylarını emdikten sonra geriye sadece göründüğü renge ait dalga boylarını yansıtır. Geçirgen maddeler yansıttığı renkte değil, içinden geçirdiği dalga boyları renginde görünür. Bazı flüoresan boyalar aldıkları ışığı dalga boyunu değiştirerek farklı bir dalga boyundaki renkte yansıtırlar. Fosforesan boyalar ise aldıkları ışığı depolayıp uzun süre saçabilirler.

3.4.Renk modelleri


Renkleri yeniden oluşturmak ve için kullanılan bazı renk modelleri kullanılmaktadır. Bunlar, RGB, CMYK, L*a*b* ve HSB (Hue, Saturation, Brightness), HSB ile birlikte HSV (hue, saturation, value), HSL (hue, saturation, luminance), yada HSI (hue, saturation, intensity) da kullanılmaktadır.

3.4.1.RGB renk modeli


RGB renk modeli, toplamalı olarak, üç rengin karışımı ile (Kırmızı, Mavi, Yeşil) diğer renkleri elde eder. Monitörler RBG renk modelini kullanır.

3.4.2.CMYK renk modeli


Çıkarmalı yöntemle renkleri oluşturan bu model, CMY (cyan (C), magenta (M), and yellow (Y) olarak adlandırılan renklerin karışımı ile siyah (blacK) rengi elde yerine baskı işlemlerinde üç rengi karıştırmak yerine siyahı kullandığı için CMYK olarak adlandırılmıştır.

3.4.3.Lab renk modeli


L*a*b renk modeli, 1931 yılında Uluslararası Aydınlatma Komisyonu (CIE) tarafından standart renk ölçme için belirlenmiştir.

1976 yılında, bu model yeniden gözden geçirilmiş ve CIE L*a*b olarak adlandırılmıştır.

L*a*b renk modeli, cihazdan bağımsız (monitör, yazıcı, bilgisayar yada tarayıcı) olarak çıkış elde etmek amacıyla tasarlanmıştır.

L*a*b aydınlık yada ışık miktarı (L), yeşilden kırmızıya değişim (a) ve maviden yeşile (b) değişen bileşenleri içerir.

Şekil 10’da A, Luminance =100 (beyaz); B. Yeşilden kırmızıya değişim; C. Maviden sarıya değişim; D. Luminance = 0 (siyah) olarak gösterilmiştir.


Şekil 10. Lab renk modeli

3.4.4.HSB renk modeli


HSB renk modelinde, Hue renkleri göstermektedir. Renk çemberindeki standart renkleri içermekte ve 0 ile 360  arasında değer almaktadır.

Chroma olarak ta adlandırılan doygunluk (saturation), rengin saflığını göstermektedir. Doygunluk, renk (hue) içindeki gri oranı olarak yer alır ve %0’dan %100’e kadar (tam doygun) değişir

Parlaklık (brightness), renk içindeki göreceli aydınlık yada karanlık değeridir ve %0 (siyah) ile %100 (beyaz) arasında değişir.

Şekil 11’de A, Doygunluğu; B, Rengi; C, Parlaklığı; D, Tüm renkleri göstermektedir.



Şekil 11. HSB renk modeli

Şekil 12’de temel renk modellerinin karşılaştırılması görülmektedir. Sırası ile beyaz, kırmızı ve siyah renk elde etmek için renk modellerinin alacağı değerler gösterilmiştir.

Şekil 12. Renk gösterim biçimleri.



Yüklə 230,54 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə