Davranış Araştırmalarında Kuram, Ölçüm ve Analiz Yöntemi Birlikteliğinin Önemi:
Birey-Örgüt Uyumu Üzerine Ampirik Bir Çalışma
Cilt / Volume 2 Sayı / Issue 1 Nisan / April 2017
9
İkinci olarak çalışma, birey-örgüt uyumu yazınında yer alan farklı paradig-
malara dayalı kavramsallaştırmalar ve bu kavramsallaştırmalardan
hareketle geliş-
tirilen ölçüm ve analiz yöntemlerinin karşılaştırmalı bir özetini sunarak gelecek
çalışmalara ışık tutmayı amaçlamaktadır.
Üçüncü olarak, uluslararası yazında göreceli olarak daha az sayıda çalışmada
tercih edilen, Türkiye’de örgütsel davranış yazınında ise hemen hiç kullanılma-
yan polinomiyal regresyon yöntemini (Edwards ve Parry, 1993; Edwards, 1996;
Edwards vd., 2006) diğer yöntemlerle de kıyaslayarak bilgiye ulaşma açısından se-
çilen analiz yönteminin önemine dikkat çekilmek istenmektedir. Çalışmada po-
linomiyal regresyon yönteminin birey-örgüt uyumunun tutumsal ve davranışsal
sonuçlarına dair diğer analiz yöntemleri ile tespit edilemeyen ilişki örüntüsünü
nasıl ortaya koyduğu ampirik olarak gösterilmiştir.
Son olarak çalışma, ilgili uluslararası yazına iki açıdan katkıda bulunmayı
amaçlamaktadır: (1) Birey-örgüt uyumu alanında polinomiyal regresyon yönte-
minin üstünlüğünü gösteren çalışmalarda polinomiyal regresyon yöntemi fark
yöntemi ile karşılaştırılmaktadır (örn., Edwards, 1993; 1996; 2002; Edwards ve
Parry, 1993). Yine Edwards vd. (2006)’ın gerçekleştirdiği çalışmada atomistik,
moleküler ve molar uyum kavramları arasındaki ilişkiler neden-sonuç bağlamın-
da incelenmiş ancak bu üç değişkenin aynı bağımlı değişkenlerle ilişkileri karşılaş-
tırmalı olarak incelenmemiştir. Bu çalışmada ise polinomiyal regresyon yöntemi
korelasyon ve farklara dayalı analiz ile molar ve moleküler yaklaşımla ölçülen
uyum değişkenleri ile de karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. (2) Uluslararası ya-
zında yer alan çalışmaların tümünde, fark ve polinomiyal uyum değişkenlerinin
kıyaslanmasında mevcut ve ideal örgüt kültürüne dair veriler aynı bireylerden
toplanmıştır (Örn., Edwards, 1993; Edwards ve Harrison, 1993). Bu araştırma
kapsamında gerçekleştirilen birinci çalışmada ise moleküler uyum hesaplanma-
sında insan kaynakları yöneticilerinden, korelasyon ve fark uyum hesaplamasında
kullanılan mevcut örgüt kültürü verileri ise hem kıdemli çalışanlardan hem de
yeni işe başlayan adaylardan toplanmıştır. Ayrıca, uyum hesaplamalarında kore-
lasyon (birinci ve ikinci çalışmalar) ve molar uyum (ikinci çalışma) değişkenleri
de fark ve polinomiyal uyum değişkenleri ile birlikte analizlere dahil edilmiştir.
Araştırma çerçevesinde yapılan bu kıyaslamalar birey-örgüt uyumunun boyutla-
rının kim tarafından belirlendiğinin ve verinin kaynağının kim olduğunun (örn.,
araştırmacı, bireyin kendisi, insan kaynakları yöneticisi) uyum ile bireyin tutum
ve davranışları arasındaki ilişkilere dair analizlere ne yönde etkisi olacağını anla-
mak açısından önemlidir. Örneğin yazında molar uyum yaklaşımı bireyin zihnin-
Ali Fehmi Ünal | Bilçin Tak Meydan
Yönetim ve Organizasyon Araştırmaları Dergisi | Journal of Management & Organization Studies
10
deki boyutlar üzerinden yapıldığı ve bireyin daha önemli gördüğü boyutlara genel
uyum değerlendirmesine daha fazla ağırlık vermesine imkan tanıdığı için diğer
uyum yöntemleri göre tutum ve davranış tahminlerinde daha kuvvetli olduğuna
dair tartışmalar yer almaktadır (Kristof-Brown ve Billsberry, 2013; Kristof-Brown
vd., 2005).
Çalışma, birey-örgüt uyumuna dair kuramsal arka plan ile başlamaktadır.
Devam eden bölümlerde farklı ölçüm ve analiz yöntemleri kısaca özetlenmiştir.
Saha çalışmalarından elde edilen bulgular karşılaştırmalı olarak analiz edildikten
sonra kuramsal çıkarımlarına dair tartışmaya yer verilmiştir.
Kuramsal Arka Plan
Birey-Örgüt Uyumu Kavramsallaştırmaları
Birey-örgüt uyumu (‘person-organization fit’), çevrenin karşılıklı etkileşimini
esas alan yaklaşım (‘interactionist perspective’) üzerine inşa edilmiştir (Chatman,
1989). Karşılıklı Etkileşimci yaklaşım, bireyin davranışını anlama ve öngörme
açısından bireyin kendisi mi yoksa bulunduğu çevre mi etkilidir tartışmasına, her
ikisi de etkilidir cevabını vermektedir. Söz konusu yaklaşım farklı bireylerin farklı
örgütler, gruplar ve iş kollarıyla farklı derecelerde uyumlu olduğu önermesi üze-
rine kurulmuştur ve ilgili yazın bu uyumun yada uyumsuzluğun (’misfit’) bireyin
tutum ve davranışını etkileyen önemli faktörlerden biri olduğunu göstermektedir
(Kristof vd., 2005). Birey-çevre uyumu şemsiyesi altında yazında farklı uyum
kavramlarını görmek mümkündür. Birey-örgüt uyumu bu bağlamda birey-çevre
uyumunun bir türü olarak kavramsallaştırılmakta; örgütün değer ve normlarını
ile bireyin değerleri arasındaki uyumu ifade etmektedir (Chatman, 1991). Ya-
zında değer temelli kavramsallaştırmaların yanı sıra kişilik, amaç, temel beceri ve
yetenekler bazında da uyum tanımlarının kullanıldığı izlenmektedir
3
. Birey-örgüt
uyumunu bireyin ihtiyaç duyduğu-örgütün sunduğu (‘
needs-supplies fit’)
ve örgütün
talep ettiği-bireyin sağladığı (‘
demands-abilities fit’)
arasındaki
uyum olmak üze-
re sınıflandıran çalışmalar mevcuttur (Muchinsky ve Monahan,1987). Örgü-
tün sunduğu-bireyin ihtiyaç duyduğu arasındaki uyum, bireyin örgüte sağladığı
katkı karşılığında örgütten beklendiği ödülleri ifade etmektedir. Örgütün talep
ettiği-bireyin sağladığı arasındaki uyum ise çalışanın yetenek, beceri ve bilgisi ile
3
Bu çalışmada birey-örgüt uyumu temel alınarak bir inceleme yapıldığı için birey-lider ve birey-takım arasında-
ki uyum ve benzeri kavramlara (Kristof-Brown ve Billsberry, 2013) burada yer verilmemiştir.