66
bilig-1/Bahar’96
KAZAKLARDA AİLE YAPISI
Doç. Dr. Zeyneş İSMAİL
Ankara Üniversitesi TÖMER Konuk Öğretim Üyesi
Kazaklar "Ulu Jüz, Orta Jüz, Kişi Jüz" olarak üç
büyük ana kola ayrılır. Ulu jüz: Kanlı, Şanışkılı, Jalayır,
Sirgeli, Sarıürsin, Şakşam, Şapıraştı, Istı, Oşaktı, Alban,
Suwan, Dulat Boylarından; Orta jüz: Arğım, Kerey,
Nayman, Kıpşak, Konırat, Vak Boylarından; Kişi jüz:
Karakesek, On eki ata Bayulı, Jetiru Boylarından
oluşmaktadır. Bu boylar kendi içinde de bölümlere ayrılır.
Kazaklarda kendi milletini, kökünü, boyunu, soyunu bilmek
her bir evladın vazgeçilmez bir görevi olarak bilinir. "Arğı
atam Er Türk biz Kazak halkımız" (Eski atam Er Türk, biz
Kazak boyundanız). "Jeti atasın bilmegen, jetimdiktin
belgisi" (Yedi atasını bilmemek yetimliğin işaretidir).
Dolayısıyla, Kazaklar tarih boyunca her ne kadar zor
dönemler geçirse de, kendi soyunu, kökünü hiç bir zaman
unutmamışlardır. Boyunu, soyunu bilmek evlilikle de
ilgilidir. Çok eskiden gelen bir gelenek halen
sürdürülmektedir. Evlenecek kişiler, yedi kuşak içinde olan
akrabalar birbirleriyle asla evlenemezler. Bundan dolayı da
Kazaklarda akraba evliliğinden kaynaklanan sakat çocuk
doğumlarına pek rastlanmaz.
Kazak geleneğine göre bir adamın üç yurdu olur:
Öz jurtı (kendi yurdu), nağaşı jurtı (annenin akraba tarafı)
ve gayın jurtı (karısının akraba tarafı). Bu üçü de yakın
akrabalardır. En yakın olan bu akrabalar "ağayın", "tuwis",
"ilig", "jamağaym", "jekjat", "jurağat", "qudandah" gibi
terimlerle ifade edilir. Akrabalar, aileyi toplum içinde daha
organize hale getiren yanı anne, baba ve çocukları
tamamlayıcı unsurlardandır. Her Kazak aynı ana ve
babadan kendisinden önce doğan erkeğe 'ağabey", kıza
'abla' demesi anne ve babasının yakınlarına batı
toplumlarında olduğu gibi adlarıyla değil akrabalık adlarıyla
hitap etmesi geleneksel özelliklerimizdendir.
Kazaklarda akrabalık adları şunlardır: ata (dede),
âje (babaanne), âke (baba), şeşe, ana (anne), ata-ana (baba-
ana), ağa (ağabey), apa, äpke (abla), mi (erkek kardeş),
qanndas (kızkardeş, ağabey kızkardeşine söylerken), sinili
(kızkardeş, abla kızkardeşine söylerken), bala (çocuk), ul
(oğlan), qız (kız), nemere (torun), şöbere (torunun çocuğu),
şöpşek (torunun torunu), nemene (şöpşeğin çocuğu), nağaşı
(annenin akrabaları), nağaşı ata (anne babası), nağaşı apa
(anneanne), nağaşı ağa (dayı), nağaşı âpke (teyze), jiyen
(yeğen), jiyenşar (yeğenin çocuğu), degenşar (yeğenşann
çocuğu), kögenşar (degenşann çocuğu), jürejat (kögenşarın
çocuğu), tuwajat (jürejatın çocuğu), jenge (yenge), kelin
(gelin), abısın (elti), böle (kuzen), quda (erkek dünür),
qudagiy (kadın dünür), quda bala (dünürün oğlu), qudasa
67
bilig-1/Bahar’96
(.dünürün kızı), qayın ata (kaynata), qayin ene
(kaynana), qaym ağa (büyük kayın), qayin biyke
(büyük baldız), qayin ini (küçük kayın), qayin sinüi
(görümce), baldız (baldız), baja (bacanak), küyew
(güvey), jezde (enişte).
Ata (dede): Evlat için babanın babası, halk
onlara "aksakal" diye hitap eder. Onlara her zaman
başköşede yer verip saygı gösterilir. Onların önünden
izinsiz geçilmez. Halk düşüncesine göre "Awilında
qartın bolsa jazıp qoygan hatpen ten" (Köyünde yaşlı
birisi olursa yazılmış hat ile denktir). Ata; toplumun
birliğini, dirliğini sağlamakta önemli rolü olan, toplum
için iyi dileklerde bulunup, onların danışmanlığını yapan
ulu adamdır. Gençler atanın tecrübesinden yararlanıp,
onların hayır duasını alırlar. Ünlü kişiler, aydınlara söz
verdiğinde, onlar kendi söz sırasını aksakala verirler.
Çünkü büyüklere saygı; Kazakların en güzel
geleneklerinden biridir. "Atalı söz, batalı söz" (Atanın
sözü, hayırlı sözdür), "Asqar tawda asıl köp, atalı sözde
aqıl köp" (Yüksek dağlarda değerli taş çok, atanın
sözünde akıl çok), Atanın sözü- aqildin közü (Atanın
sözü- akim gözüdür) "Halıqtm qartın siylawi- elinin
saltı srylawi (Halkın büyüklere saygı göstermesi -
toplumun geleneğine saygı göstermesidir).
Bir köye veya bir memlekete gidildiği zaman
önce oradaki atayı ziyaret edip, selam verilmelidir.
Ataya olan sevgi ve hürmeti şu mısradan daha iyi
anlarız.
............
Aqsaqaldar- halqimnin kemengeri,
Japıramın jayqaltgan emenderi.
Halıgtı ıntımagga biriktirip,
Birlik bolsın arqasan degenderi.
Äje (Babaanne): Babanın annesi. Toplumun,
boyun, ailenin bütünlüğünü düşünen halk anasıdır. Âje
gelenek görenekleri koruyup, gelecek kuşaklara onları
öğreten, gençlere ömek olan, hayır duaları eden saygın
insandır. Evlatları büyükannesinin arzularını, isteklerini
mutlaka yerine getirmesi gerekir. Torun için en mihriban
insan büyükannedir. Büyükannenin ninnisi, yumuşacık
eh, sıcak gönlü, temiz kalbi torun için büyük bir şefkattir.
Tanısın tanımasın insanlar büyükanneye selam verip
saygı göstermesi gerekir. Büyükannenin hayır duaları da
tüm insan için tebriktir. Büyükannenin yaşı, tertemiz
kalbi, iyiliği bize nasip olsun diye halk onlara
sevgilerini bildirir. Ünlü şair Kadir Mırzaliyev'in "Âje"
hakkındaki şiiri bunu çok güzel ifade etmektedir.
Asıl âjem, ğasır âjem añsağan,
Sağınışım-sarı ormanday samğağan.
Âke bohp jürgenimdi umıtıp,
Âli künge erkeleymin men sağan.
Qulındaymin asır salğan anğarda,
Qozmdaymin oynaqtagan albarda.
Özin barda qisilmaymin külüwge,
Jılawga da qısılmaymın sen barda.
Men özinnen qabildappin süyüwdi,
Men özinnen gabıldappın küyüwdi.
Senin janın jûregime orawlı,
Menin janım jawlığına tüyüwli.
Tura turşı tüzelgende buzığın,
Jüre turşı jalğanda üziğin.
Mağan dawlet nege kerek, aq âje-aw,
Özin birge köre almasan qızığın?!(l)
Äke-şeşe, ata-ana (Baba ve anne):
Kendini ömre getiren karı-koca insanlar. Her bir oğlan
ve kız anne babasına sonsuz borçludur. Evlatlar anne
babalarına özel saygı gösterir. Onlara karşı gelmez,
onları incitmez, söylediklerini yerine getirir.
Baba, çocuğun önünde yüksek dağ gibi
yücedir. Onlara akıl verip, doğru yol gösteren, öğüt
söyleyip, eğitim veren insandır. Baba her zaman
davranışlarıyla, sözleriyle, tüm hareketleriyle
çocuklarına örnek olur. Onun zengin iç dünyası
çocuğunu polat gibi berk, çevik gibi sağlam olarak
yetiştirir. "Âke-er, ana jiger, bir üyde eki komeüjer"
(Baba; erdir, anne; güçtür, bir ailedeki iki dahidir.
"Otbasına garap bala ösedi, qaragayga qarap tal
ösedi" (Aileye bakarak çocuk büyür, kara ağaca
bakarak dal büyür). "Bala târbiye basman, anbekke
bawluw jasınan" (Çocuk eğitimi baştan, çalışmaya
alıştırmak küçükten), "Aq jürek âke- qumsuwaq, aq
jürek ana- aqbulaq" (Temiz kalpli baba; güneş
gibidir, temiz kalpli anne; pınar gibidir) gibi sözler
çocuk eğitiminde baba ve annenin görevinin ne kadar
önemli olduğunu göstermektedir. Halk düşüncesine
göre "Âkeden artiq ormaq joq, âkeden artiq dana joq,
âkeden artiq dana joq" (Babadan üstün huzur yok,
babadan üstün bilgin yok, babadan üstün sığınak yok).
Baba hakkındaki şu halk şiirine bir göz atalım;
Âke degen- biyik şıñı adamnıñ,
Âke degen- türegi ğoy ğalamnıñ.
Âke degen- boyında aqqan qanıñ da,
Siqqan tegiñ, ol-negiziñ, janıñ da.
Ne deseñ de âke jolı bir bölek,
Qayda jürsen qoltığıñnan turu demep.
Nağız âke aqilgoy de asqar jan,
Barlıq urpaq âkelerden bastalğan
68
bilig-1/Bahar’96
Qanday qimbat söz edi âke degen,
Âke emes pe ösırip, mâpelegen.
Âkesi bar balalar boladı erke,
Aspandağı aydı da aper degen.
Aqilmenen teren oylap qarasaq,
Âke degen- aldı
ñ
dağı parasat.
Ömiri
ñ
ni
ñ
öşpey mâ
ñ
gi izderi,
Artınızdan ere bersin bolasaq.
Anne çocukları tarafından çok sevilen, çok üstün
tutulan insandır. Annenin ak sütü kutsaldır. Çocuk için
dünyada anneden üstün, anneden değerli hiç kimse yoktur.
Dolayısıyla tüm çocuklar anneyi baş tacı eder. "Ananın
aldına asqar tawda alasa" (Annenin yanında yüksek dağ bile
küçük kalır), "Anasına qarap qizin al" (Annesine bak kızını
al), "Ananın süygen jeri ötqa da küymeydi, ananın süygen
jerine aq ta tiymeydi" (Annenin öptüğü yer ateşe de
yanmaz, annenin öptüğü yere kurşun da girmez), "Âna-
jarağa jaqiraq" (Anne, yaraya ilaçtır), "Ananın alaqani- aq
maqta" (Annenin eli en yumuşaktır) gibi sözler anneye olan
sonsuz sevginin ifadesidir.
Her bir anne ailenin huzur yaşamasını, tüm ocağın
mutluluğunu, yurt içinde barış olmasını diler. Kendi
çocuklarına 'altınım (altınım), ğasıl jelek jarqınım (yeşil
yelekli aydınlığım), palapanım, botam, qulunim, janım
(yavrum, canım), aspandağı juldızım (gökteki yıldızım),
künim (güneşim)' diyerek, onları sağlıklı, uzun ömürlü
olmasını Allah'tan diler. Kendi evlatları için canını bile feda
eder. Anne hakkında pek çok şiirler yazılıp, türküler,
şarkılar söylenmiştir. Buna da bir örnek verelim:
Dünyenin janq küni- anamız,
Jariq künnen quwat alğan sanamız.
Ulı bolsaq- anamenen ulımız,
Dana bolsaq- anamenen danamız.
Ömirge mına bizdi ala kalgan,
Dünye qımbat eken anamenen.
Dünye qızıq eken jan-jarı
ñ
men,
Dünye tâtti eken ğoy balamenen.
Ana değen-ömirimni
ñ
kawsar bulağı,
Ana değen- tirşiliktin şuğılalı şuwağı.
Ana degen- te
ñ
desi joq ulılıq,
Köz aldımda tulğa
ñ
biyik turadı!
"Balam aman bolsın" dep köz ilmegen.
Quwat aldın, anajan, özi
ñ
neden.
Adamdardan jaqsılıq küte almaymın-
Ana jürek meyirin tüsinbegen.
Tuwgan ne bir dananı,
Tuwgan neler alıptı!
Qadirleyik Ananı!
Qasterleyik halıqtı!
Ananı
ñ
qut-bereke âr adımı,
Seziler âr isinen daralığı.
Ana- ömir, Ana-baqıt, Ana-jürek,
Tırşilikti
ñ
gumirlıq danalığı.
Kazaklar'da anne ve baba en değerli insandır.
Toplum babaya "otağası" (aile ağası), anneye "jubayı",
"zayıbı", "âyeti" (hanım) diye hitap eder.
Bala (çocuk): Anne ve babadan doğan evlatlar.
Soy bakımından oğul veya kız. Toplum, çocukları olan aile
mutlu aile diye düşünür. Çocukların anne ve babaları
"izbasar" (gelecek), "murager" (mirasçı), "qolqanatim''
(kolum kanadım), "azamatım" (gücüm kuvvetim), "köz
quwanısım" (gözbebeğim), "baqıtım" (mutluluğum),
"qızığım" (herşeyim) diye onları sever ve onlardan hiç bir
şey esirgemezler.
Kazaklar, babasını, annesini 'pîr' yerine koyan bir
ulustur. Geleneğe göre çocuk soyunu babasından, dilini
anasından alır. Çocuklar hayatı boyunca anne ve babasına
sevgi, saygı göstererek bakarlar. Çocukların arasındaki en
küçük erkek çocuk ise baba ve annesinin yerini alacak
olduğu için onlara daha da borçludur.
Gelenekte yaşlı baba ve anne oğlunun büyük
çocuğunu, yani büyük torununun (kız veya oğlan
farketmez) kendine evlat olarak alıp, "küçük oğlum",
"küçük kızım" diyerek bakıp büyütür. Çocuğun baba ve
annesi onlara kardeş gibi davranır. Artık o dedesinin
çocuğudur.
Çocuklar ailede, küçük yaştan itibaren eğitilir.
Anne ve baba onlara ninni söyler, masal anlatır, bilmece
sorar, atasözleri öğretir, biraz büyüyünce onlara elinden
işleri yapmaya alıştırır. Kazaklarda "balanı bes jasqa deyin
handay köter, on bes jasqa deyin qulday jumsa, on besten
âri onımen dosı
ñ
day aqildas" (Çocuklara beş yaşına kadar
"Hakan" gibi bak, on beş yaşına kadar çalışmaya alıştır,
onbeş yaşından sonra arkadaş gibi danış) gibi atasözü
bulunmaktadır. Erkek çocuğun mert, cesur, "Segiz kırlı, bir
sırlı" (yetenekli, çok yönlü) yetiştirilmesine büyük önem
verir. (Örneğin iyi ata binmek, dombra çalıp, şarkı
söylemek, güreşmek, iyi konuşmak, atışmayı bilmek, bilgili
olmak, ağır başlı olmak vb.). Erkek çocuğu ocak sahibi,
evladın, soyun devamcısı olarak sayılır.
Kazaklarda kızın yeri bambaşkadır. Kız
büyüyünce toplumu güzelleştirir diye kızlarına saygı
gösterirler. Aile içinde veya çevrede kızlara,
kızkardeşlerinin yanında bağırıp çağırmazlar, onları hiçbir
zaman dövmezler. Kızları eşiğe oturtmazlar, onları el
üstünde tutarlar. En güzel giysileri, en güzel
69
bilig-1/Bahar’96
ve en iyi koşan atlarını kızlarına veya kızkardeşlerine
hediye ederler. Bir boyun evlendirilen kızı genç veya
yaşlı olmasına bakmadan, o boyun akrabaları ona 'kız"
diye hitap ederler. Büyükler ise, "kızımız", küçükler
"ablamız" diyerek özel saygı gösterip, selam verir. Kız
evlense de kendi soyadını taşır, çünkü soy demek, bir
atadan gelen kimselerin topluluğu, sülaledir.
Ailede kızların eğitimi de önemli yer
almaktadır. Kızlarını ev işlerine alıştırarak, onları
ilerideki aile hayatına hazırlarlar. Başka bir ocağa
geçmeden, yani evlenmeden önce kızlarına yemek
yapma, dikiş dikme, işleme, örgü örme, vb., ev ve el
işlerini öğretirler. Bunun dışında kızın davranışı da
önemlidir. Konuşması, gülüşü, yürüyüşü, oturuşu,
kalkışı, çay koyma gibi hareketleri güzel, kıza yakışır
şekilde olması gerekir. Kazak kızları şarkı
söyleyebilir, dombra çalabilir, şiirler okuyabilir ve
erkeklerle birlikte atışma yapabilir. "Kız kuwuw", (kıza
yetişmek), "Altıbaqan” (salıncak) gibi milli spor
oyunlarına katılabilir,
Kazak tarihinde bilgin, üstün yetenek sahibi ve
cesur olan pek çok kadına rastlanır. Eskiden ve yakın
geçmişte ünlü olan Kazak kadın ve kızlarından, örneğin
Kablandı Kahramanın akıllı karısı Kurtka, besteci ve
dombra oyuncusu Dina Murpeyisova, şair Sara, 1945-
1949 Doğu Türkistan'ın başkenti Urumçi Büyükşehir
Belediye Başkanı Kadiwan bu hanımlardandır. II.
Dünya Savaşında
şehit olan ve Orta Asya
Cumhuriyetlerinden çıkan 'kız kaharman' olarak tarihe
geçen Manşuk Mametova ve Aliya Moldagulova da
Kazakların gururudur.
Günümüzde geçmişteki gibi Kazaklar
kızlarını yücelterek, onlarla gurur duyuyorlar.
Cumhuriyetimizde binlerce bilgin, doktor, sanatçı,
öğretmen, devlet adamı olan kadmların isimlerini tüm
toplum bilir.
Kazakların kızlarına verdiği önemi Türkiye ve
yurt dışında yüksek öğretim görmek için gelen
öğrencilerin yarısının kız olmasından daha iyi
anlayabilirsiniz. Kazaklar kızlarını, gelenekteki
analar, bir sonraki kuşakların eğitimcisi diye
düşünerek, onları akıllı, iyi kalpli, bilgili, kültürlü,
çalışkan olarak eğitmektedir.
Nemere (torun); Bir kimseye göre
çocuğunun çocuğu. Torun, dede ve büyük anne için
çok sıcaktır. Çoğunlukla onlar ilk torunlarını
kendileri alıp, "kendi çocuğumuz" dîye büyütür.
Ozanlar dede ile torun hakkında şöyle diyor;
Ata menen nemere- ayaqtalmas bir destan.
Ekewine keregi- aşıq bolsan nurlı aspan,
Balannan tatti - deydi nemere,
Mağan akı sen ömirde töleme
Gül sıyaktı alaqanmen ayalap
Kün sıyaqtı köteremin töbeme.
Bu mısralar da dede ile torun arasındaki
sevgisini bildirmektedir.
Şöbere (torunun çocuğu):
Yaşlılar
için "şöbere"nin yeri özeldir. Geleneğe göre
"şöbere"nin avucuna su koyarak içmek, en büyük
mutluluktur. Şöberenin çocuğu "şöpşek", şöpşekin
çocuğu "nemene" diye isimlendirilir.
Yedi kuşak işte (dede, baba, çocuk, torun,
şöbere, şöpşek, nemene) böyledir.
Kardeşler ve Miras
Kazaklarda en büyük çocuğa "tungışım",
ondan sonrakilere "ortanşı", en küçük çocuğuna
"kenjen" derler. Ağabeyleri evlendikten anne ve baba,
mirası da ona devreder, onun ocağına "qaraşañıraq",
(yani büyük ocak) diye saygı gösterir. Diğer
kardeşleri o ocağın her zaman yardımcısı olur.
Bundan önce anne ve baba çocuklarını evlendirip,
onlara yuva kurduktan sonra kendi varlığına göre
"enşi" (hisse) verir. "Enşi" çocuklara gerekli mal
mülk bölüp vermek demektir. Bu da miras sayılır.
Baba ve anne yaşarken "enşi"sini alan çocuklar, onlar
öldükten sonra tekrar miras almazlar. Sadece hatıra için
beğenilen giyim, kemer gibi kolay eskimeyecek bir
şeyler alır. Evlendirilen kızının da enşi alma hakkı
vardır. Onun enşisi iki türlü gerçekleştirilir. Birincisi
evlendiği zaman kıza anne ve babası durumlarına
göre ev eşyalarını tamamlar, at, inek, deve gibi büyük
baş hayvanlar verir, pahalı, değerli takılar sunar,
çehızler yapar. İkincisi, kız evlendikten bir veya bir
kaç ay geçtikten sonra, baba ve annesini ziyarete
gelir. O zaman babası ve anne enşi verir. O kız da
sonra tekrar miras talep etmez.
Baba ve anne sağken kendi eliyle enşi
veremezse, o zaman sağ olan bir yakınları çocukları bir
araya getirip onlarla görüşerek enşi böler. Enşi
bölmesinde anlaşmazlık olursa, köyün aksakalları
veya sözü geçen birisi bu işe karışır, onları enşinin eşit
bölünmesinde yardımcı olup, onların birbirleriyle iyi
geçinmesini sağlar. Onun için Kazaklar arasında miras
davası hemen hemen yok gibidir.
Ağa (Ağabey): Bir kimsenin kendinden
yaşça büyük olan erkek kardeşi Kazaklarda "Ton
jagasız bolmaz, el ağasız bolmaz. (ton yakasız olmaz,
halk ağabeysiz olmaz.) Jılıwı jaga emes, kömegi jok
aga emes (sıcaklık tutmayan yaka sayılmaz, yardım
etmeyen ağabey sayılmaz.) "İnişi bardın tınısı bar, ağası
bardın jağası bar " (Küçük kardeşin olursa
70
bilig-1/Bahar’96
nefes alırsın, ağabeyin olursa yardım alırsın) gibi,
atasözleri ağabeyin toplumdaki yerini anlatmaktadır.
Apa, äpke (abla): Bir kimsenin kendinden
büyük olan kız kardeşi abla ana ve babasını, tüm
kardeşlerini daha da çok düşünür, onlara yardımcı
olmaya çalışır. Abla hakkında halk türkülerinde daha
iyi işlenmiştir.
Apamdaysıñ, sen meniñ öpkemdeysiñ,
Jaqin bolıp janıma ketkendeysiñ.
Bir qarasam, möp-möldir köktemdeysiñ
Ansan awır turadı awılıma,
Aq niyetin amagan bawırına.
Möldir bulaq suwınday janı taza,
Baqıt qana tileydi qawımına.
Meyiri mol aqjargın öpkelerim,
bar önege öziñmen ap kelemin.
Jolıma baqit tilep kelesiñder,
Jetelep jekenindey aq kemeniñ.
Kelin jäne jeñge (Gelin ve
yenge): Büyükler için gelin, küçükler için yenge.
Gelin, kocasının kardeşlerinden kayın pederine, kayın
biraderine kadar tüm akrabalarına saygı gösterir.
Onların adlarını da doğrudan söylemez. Onlara
yeniden ad takar. Gelinin yeni ad takmaların ne kadar
zor, ilginç ve güzel bir gelenek olduğunu bir örnekle
anlatacağız.
Eskiden bir adamın çok sayıda oğlu ve
akrabası varmış. Oğulların adları da "Bulakbay"
(Pınarbay), "Kamışbay" (Kamışbay), "Koyşıbay"
(Çobanbay), "Qasqırbay" (Kayrakbay), "Qılışbay"
(Kılıçbay), "Tezekbay" (Tezekbay)'mış. "Kılıçbay"
acele ile eve gelirken, pınardan su almaya gelen geline
rastlar. "Kılıçbay" gelini görünce; "Gelinim, sen hemen
eve haber ver, pınarın öbür tarafında kamışın bu
tarafında bir koyuna kurt saldırmış, Tezekbay bıçak ile
biley taşı getirip, koyunu kessin, ben kurdu yakalamaya
gidiyorum demiş. O zaman gelin eve bakarak; "Ey,
şırıldamanın öbür tarafında, hışırdamanın bu tarafında,
melemeye uluma saldırmış, çabuk keski ile bilemeyi
getirip melemeyi kessin, ben kurdu yakalamaya
gidiyorum" demiş. O zaman gelin eve bakarak, "Ey
Şırıldamanın öbür tarafında, hışırdamanın bu
tarafında, melemeye uluma saldırmış, çabuk keski ile
bilemeyi getirip melemeyi kessin diyor. "Keskin" diye
bağırmış, burada zeki gelin "Pınarbay", "Kamışbay",
"Çobanbay", "Kurtbay", "Bıçakbay", "Kayrakbay",
"Kılıçbay", "Tezekbay" adlarının yerine "Şırıldama",
"Hışırdama", "Meleme", "Uluma", "Keski", "Bileme",
"Keskin" diye ifade etmiş. Akrabaların
ismi bulunan bu olayı gelin akıllıca anlatabilmiş. Bu eski
gelenek Kazak bozkırlarında hala sürmektedir.
Gelinin rolü çok önemlidir. Gelin iyi ise tüm
ailenin, akrabalarının bereketini sağlayıp, en sevilen
kişi olur.
Yenge olarak, kendisinden küçük olan
kocasının kardeşlerine şaka yapar, onlarla samimi
olur. Onlara çok saygı eder, kendi isimleriyle
çağrılmaz, onlara "sırğalım" (küpeciğim),
"şaşbawlım" (gurşaşlım), "erke bala" (nazlı çocuk),
"mirza jigit" (şık yiğit), "galim bala" (alim çocuk),
"boy jetkenim" (güzel kızım), "külim közim" (güler
yüzlüm) gibi ad takar.
Yenge, eskiden kız ve delikanlının
tanışmasında köprü olup, büyük görev yapmıştır.
Onlara aşk sırrını öğretmiştir. Delikanlı bir kızı
sevdiği zaman önce yengesine söyler, o da
danışmanlık yapıp, akıl verir. Kız ise, annesine
söylemediği sırrını yengesine açar. Dolayısıyla
yengenin yeri büyüktür.
Nağaşı:
Annenin akraba tarafına "Nağaşı"
denir. Onlara Nağaşı ata (anne baba), nağaşı apa
(anne anne), nağaşı ağa (dayı), nağaşı öpke (teyze)
diye hitap edilir. Nağaşı, her zaman yeğenini
nazlandırıp, istediğini verir. Yeğenleri de nağaşısın
sevip, saygı gösterir.
Jiyen (Yeğen):
Birine göre kızkardeşinin
çocuğu. O anneannesi ve onların akrabalarına
nazlanabilir. Hem de etkisi vardır. Yeğen,
nağaşılarından bir şeyler istediği zaman ona vermesi
gerekir. Yeğen ile nağaşı birbirleriyle çok samimi olur,
hiç bir zaman birbirini kıskanmaz, yeğeninin
başarısıyla gurur duyar. Geleneğe göre yeğenleri
incitmez ve onları el üstünde tutar.
Jiyenşar: Yeğenin çocuğu. O da babası gibi
yegenlik geleneğini devam ettirir. Onun çocuğu
"degenşar", onun çocuğu "kögenşar", onun çocuğu
"jürejat", onun çocuğu "tuwajat" diye hitap ederler.
Quda (Erkek dünür), qudagiy
(kadın dünür): Birisine göre karı kocanın babasına
"quda", annesine "qudagiy" der. Dünürler çok değerli,
hürmetli insan olarak baş köşede yer alır. Onlara özel
olarak hayvan (koyun, dana, at) kesilir, iyi ağırlanır.
Dünürler bu dünyadan göçse de, onun dünürlük bağı
kuşaktan kuşağa devam edecektir. Dolayısıyla halk
"Küyew jüz jıldıq, quda mıñ jıldıq" (Damat yüz yıllık,
dünür bin yıllıktır).
Küyew (Güvey): Bir kızın ailesinden olan
büyüklere göre kızın kocası, damat. Güvey, karısının
akrabalarına saygı gösterir. Karısının ablalarına
"qayın biyke", kızkardeşleri ve erkek
71
bilig-1/Bahar’96
kardeşlerine "baldızım" diye hürmet eder. Kazaklar
"Peygamberde güveyine saygı göstermiş" diye onlara
saygı gösterirler.
Kazaklarda akrabalar arası ilişkiler çok
samimi, uyumludur. Her zaman birbirlerini sayıp,
birbirlerine yardım eder. Acılarını, sevinçlerini kendi
arasında paylaşır. Kazaklarda aile yapısı ve akrabalık
bağlantıları hakkında biz Kazak atasözlerinden daha iyi
anlayabiliriz.
Anne ve baba hakkındaki
atasözler:
Ata-anamqadirm, balalı bolğanda bilersin, Anıq
dostın qadırın, jolalı bolğanda bilersiñ (Anne ve babanın
kıymetini, çocuğun olduğunda bilirsin. Gerçek dostun
kıymetini, iftira atıldığında bilirsin).
Ata-anañdı qurmetteseñ, sen de sonday
iygilik köresiñ (Anne ve babana hürmet edersen, sen de
onun gibi iyilik görürsün).
Ata-ananıñ aqılı sayrap jatqan jolmen teñ,
Aqıldınıñ aqılı - sarqılmaytın kölmen teñ (Anne ve
babanın akıl upuzun yol ile denktir, akıllının aklı
bitmez - tükenmez göl gibi denktir).
Ata-balanın qorğanı (Baba, çocuğun
kalesidir).
Ata körgen oq janar, ana körgen ton pişer
(Baba gören ok yapar, anne gören don biçer).
Ata-asqar taw, ana-bawırdağı bulaq, bala-
joğasındağı quraq (Baba; yüksek dağ, anne,
bağrındaki pınar, çocuk; yakasındaki kamıştır).
Ataña ne qılsan, aldına sol keler. (Babana ne
yaparsan başına o gelir).
Ata-anañ otırğan üydiñ töbesine şıqpa (Baba
ve annenin oturduğu evin damına çıkma).
Ata balağa sınşı, el erge sınşı (Baba çocuğu
sınar, halk eri sınar).
Ata ölip bala qalsa, muratıña jetkeni, Bala ölip
ata qalsa, ormanı ketkeni (Baba ölüp çocuğunun
kalması, muradına ulaştığıdır, çocuk ölüp babasının
kalması, ümidinin kaybolduğudur).
Atadan bala tuwar, atasınıñ jolın quwar
(Babadan çocuk doğar, babasının yolunu tutar).
Atañnıñ balası bolma, adamnıñ balası bol
(Sadece babanın çocuğu olma, tüm halkın çocuğu ol).
Atanıñ ekken ağaşı urpaqqa soya (Atanın
diktiği ağaç evlada gölgedir).
Atası jaman alğanın jamandaydı, Tuwısı
jamen tuwganın jamandaydı (Atası kötü olan eşini
kötüler, soyu kötü olan akrabasını kötüler).
Atası juwan qamşı ustap bıy bop kelgen,
Atası kedey qamşı astında iy bol kelgen (Atası zengin
olan kamçı tutarak bey olmuştur, atası fakir olan
kamçı altında köle olmuştur).
Atası juwannıñ awzi qarıs (Atası zenginin
sözü geçer).
Atası bar qartaymaydi (Babası olan
yaşlanmaz).
Atası jer jırta bilmegenninñ, balası tuqım
sebe bilmes (Atası toprağı süremeyenin, çocuğu
tohum ekemez).
Atasız üy-batasız, anasız üy-panasız (Atasız
ev, duasız; anasız ev, korunmasızdır).
Atasız uldıñ awzı ülken (Atasız oğlun ağzı
bozuktur).
Atağa balanın aldığı joq (Ataya çocuğun
ayrıcalığı olmaz).
Ake-aydın, ana-uya (Baba, aydındır; anne,
yuvadır),
Akeñ barda dos tap, atıñ barda jol tap (Baban
varken dost bul, atın varken yol bul).
Akeniñ tayağı tas, şeşeniñ tayağı as (Babanın
dayağı taştır, annenin dayağı aştır).
Akesi turıp ul söylegennen bez, şeşesi turup
qız söylegennen bez (Babası varken oğlu konuşmasın,
annesi varken kızı konuşmasın).
Akesi qurdastın balası qurdas (Babası yaşıt
olanın çocuğu da yaşıttır).
Akesi sıylamağan kişiniñ balası sıylamaydı
(Babasını saymayan kişiyi çocuğu da saymaz)
Anağa balanıñ alalığı joq (Anne çocuğunu
ayırt etmez).
Ana meyrimi işiñdi jılıtadı, kün meyirimi
sırtıñdı jılıtadı (Ana mihribanlığı gönlü ısıtır, güneş
mihribanlığı sırtını ısıtır).
Ana süti bolağa ari as, âri em, el meyiri erge âri
küş, ari dem (Anne sütü çocuğa hem aş, hem ilaç, Halk
mihribanlığı ere hem güç, hem moral).
Analı balanıñ özi toq, anasız balanıñ közi toq,
(Anneli çocuğun özü tok, annesiz çocuğun gözü toktur).
Anañdı mekege üş arqalap barsañda,
qarızınan qutıla almaysıñ (Anneni; Mekke'ye üç kere
sırtında götürsen de borcunu ödeyemezsin).
Ananın könili balada, balanın köñili balada.
(Annenin gönlü çocukta, çocuğun gönlü dışarıda).
Ana jaqsılığın awırsañ bilersiñ, qayın
jaqsılığın qıdırsañ bilersiñ (Annenin iyiliğini hasta
olursan bilirsin, kayın iyiliğini gezersen bilirsin).
Ananıñ süti bal, balanıñ tili bal (Annenin sütü
baldır, çocuğun dili de baldır).
Anasız ömir, söngen kömir (Annesiz ömür,
sönen kömürdür).
Ananı aldaw aqımaqtın isi, ananı qorlaw
aywannıñ isi. (Anneyi aldatmak ahmağın işi, anneyi
aşağılamak hayvanın işidir).
72
bilig-1/Bahar’96
Anasın emip bala özer (Annesini emerek
çocuk büyür).
Ana-jorağa japıraq (Anne, yaraya ilaçtır).
Ananıñ süygen jeri otqa da küymeydi, ananın
süygen jerine oqta tiymeydi (Annenin öptüğü yer ateşe
de yanmaz, annenin öptüğü yerine kurşun da değmez).
Çocuk, oğlan ve kız hakkındaki atasözleri:
Balanı sılaw ösiredi, qardı qılaw ösiredi
(Çocuğu şefkat büyütür, kar'ı ince kar büyütür).
Balam, balım, balanıñ balası, janım (Çocuğum
balım, çocuğumun çocuğu canımdır).
Balam jaqsı bolsın deseñ şetke ayda, Atım
jaqsı bolsın desen köp bayla (Çocuğum iyi olsun
dersen başka yurda gönder, atım iyi olsun dersen çok
bağla).
Balanın jaqsısı qızıq, jamanı küyik (Çocuğun
iyisi sevimli, kötüsü beladır).
Balanın tentek bolganı üyinen, jigittin tentek
bolğanı biyinen (Çocuğun yaramaz olması aileden,
yiğidin yaramaz olması kadındandır).
Bala atadan tuwadi, aqil özinen tuwadı
(Çocuk atadan doğar, akıl kendinden doğar).
Bala harman ülken, aşamay nardan ülken
(Çocuk hakandan büyük, aşamay nardan büyüktür).
Bala estigenin aytadı, körgenin isteydi
(Çocuk işittiğini söyler, gördüğünü yapar).
Bala jugiriwdi, jığılıwdan üyrenedı (Çocuk
koşmayı düşerek öğrenir).
Bala boluw parz emes, âke boluw parız
(Çocuk olmak farz değil, baba olmak farzdır).
Balalı üy bazar, balasız üy mazar (Çocuklu
ev neşeli, çocuksuz ev soğuktur).
Bala, balanın isi şala (Çocuğun işi yarım
yamalaktır).
Bala jasındağını umıtpaydı, taz basındağını
umıtpaydı (Çocuk küçüklüğündekini unutmaz, kel
başındakini unutmaz).
Atadan bala tuwar, atasınıñ jolın quwar
(Atadan çocuk doğar, atasının yolunu tutar).
Atadan jagsı ul tuwsa, eliniñ qamın jeydi,
Atadan jaman ul tuwsa, eliniñ malın jeydi (Atadan iyi
oğlan doğarsa halkının gamını çeker, atadan kötü
oğlan doğarsa halkının malını yer).
Atanın öspes ulı, önbes daw dawlaydı.
(Atanın adam olmayacak çocuğu, onulmaz davayla
uğraşır).
Âkeli bala maqtansaq, âkesiz bala jasqanaq
(Babalı çocuk gururlu olur, babasız çocuk çekingen
olur),
Uldıñ közi jawda, qızdıñ közi bawda
(Oğlanın gözü düşmanda, kızın gözü süste olur).
Uldıñ qılığı tüzde, qızdıñ qılığı üyde
(Oğlanın huyu dışarıda, kızın huyu evde anlaşılır).
Uldıñ uyatı âkede, qizdıñ uyatı şeşede
(Oğlanın namusu babada, kızın namusu annede).
Ulsız qatın şümekke jarımas (Oğlu olmayan
kadında sümek olmaz).
Ulıñ jaqsı bolsın deseñ, ulı jaqsimen awıldas
bol. Qızım jaqsı bolsın desen, qızı jaqsımen awıldas bol
(Oğlum iyi olsun dersen oğlu iyi olanla komşu ol, kızım
iyi olsun dersen kızı iyi olanla komşu ol).
Ulıñ jaqsi bolsa, keliniñdi qayırar, Qızın jaqsı
bolsa, kuweyın qayırar (Oğlun iyi olsa gelinine sahip
çıkar, kızın iyi olsa damadına sahip çıkar).
Ulsız üydiñ malı qayırılmaz, qizsiz üydiñ jügi
jıyılmaz (Oğulsuz evin hayvan sürüsü toplanmaz, kızsız
evin eşyası da toplanmaz).
Ösirsen erke perzentti saqalına jabısar
(Çocuğu nazlı büyütürsen sakalına yapışır).
Jaqsı bala oylağış, jaman bala toylağış (iyi
çocuk düşünmeyi sever, kötü çocuk oyunu sever).
Qız bala âkesine juldız, şeşesine kün (Kız
çocuğu babası için yıldız, annesi için güneştir).
Qlz qılığıman köpke jağadı (Kız
davranışlarıyla herkesçe beğenilir).
Qız qılığımen süykimdi, ul adebimen
süykimdi. (Kız davranışlarıyla sevimli, oğul
terbiyesiyle sevimli olur).
Qız tilnbegen qarbiızben teñ (Kız dilinmeyen
karpuz gibidir).
Qızğa bergisiz qatın bar (Kıza bedel kadın
var).
Qızı minezdi bolsın, ulı önerli bolsın (Kızı iyi
huylu olsun, oğlu hünerli olsun).
Qızı bar awildıñ qıdırı bar (Kızı olan köyün
hızırı olur).
Qızdı qartşa sına, attı jigitşe sına (Kızı yaşlı
gibi sına, atı yiğit gibi sına),
Qızınnıñ balası, baladan tâtti anası (Kızımın
çocuğu, çocuktan tatlı annesi).
Qızdıñ körki-kiyim (Kızın görkemi
giyimdir).
Qızdıñ közi qızılda (Kız süslü şeyleri sever).
Qızdıñ tamağı qılday (Kızın iştahı çok
azdır).
Qızdıñ malı, qardıñ suwı (Kızın malı karın
suyu gibidir).
Qızdı el ösekşil, eskili koy öregen (Kızlı köy
dedikoducu, keçili koyun sürüsü durmaz olur).
73
bilig-1/Bahar’96
Qız quninde qızdın bari jaqsı, jaman qatın
qaydan şığadı (Kızlık gününde kızların hepsi iyi, fena
kadın nereden çıkar).
Jaksı qız birew kelse, esik aşar, jaman qız
birew kelse törge qaşar (İyi kız birisi geldiğinde
kapıyı açar, kötü kız birisi geldiğinde baş köşeyi alır).
Jaqsı qızğa ğaşık köp, jaqsi asqa qasıq köq (İyi
kıza aşık çok, iyi aşa kaşık çoktur).
Bala tarbiye basınan, eñbekke bawlaw
jasınan (Çocuk eğitimi başından, çalışmayı öğretmek
küçükten).
Jaqsı jiğit at qarız aladı, jaman jiğit et qarız
aladı (İyi yiğit at borç alır, kötü yiğit et borç alır).
Jaqsı jiğit awırsa, habar alar dosı köp, jaman
jiğit awırsa bar dosı da şoşır kep (İyi yiğit hastalanırsa
haber alan dostu çok olur, kötü yiğit hastalanırsa olan
dostu da korkar).
Jaqsı jiğit dos izdeydi, jaman jiğit as izdeydi
(iyi yiğit dost arar, kötü yiğit aş arar)
Jagsı jigıit iske umtılar, jaman jigit asga
umtılar (İyi yiğit işe girişir, körü yiğit aşa girişir)
Qızğanşaqtın gızı kuyewsiz qaladı (Kıskanç
babanın gizi kocasız kalır).
Jetim qızdıñ jengesi köp (Yetim kızm
yengesi çok olur).
Şeşege qarap qız öser, âkege qarap ul öser
(Anneye bakarak kız büyür, Babaya bakarak oğlan
büyür).
Kadın, hanım ve gelin
hakkındaki atasözleri:
Qatınsız ötüw-qate (Kadınsız geçim zordur
(hatadır)).
Qatın jog, bala qaydan tuwadı (Kadın
olmayınca çocuk nereden doğar).
Qatın ölse, balağa batar, bala ölse anağa
batar (Kadın ölürse çocuğa zor, çocuk ölürse anneye
zor).
Qatın ötirik aytpaydı, qağıs estiydi (Kadın
yalan söylemez yanlış duyar).
Qatındı bastan, balanı jastan (Kadını baştan,
çocuğu küçükten ele al).
Âyeldin şaşı uzın, ağılı qısqa (Kadının saçı
uzun aklı kısadır).
Qatını sarannın qazanı qaynamaz (Hanımı
cimri olanın kazanı kaynamaz).
Jaqsı âyel üyine kisi kelse jargıldap jüredi (İyi
hanım evine birisi geldiğinde iyi davranır).
Jaqsı ayel ömiriñdi uzartadı, jaman ayel
üstine tuz artadı (İyi hanım ömrünü uzatır, kötü
hanım üstüne tuz yükler).
Jaqsı ayel, iris, jaman ayel urıs (İyi hanım;
rızık, kötü hanım; kavga).
Jaqsı basın jasırmaydı, jaqsı âyel asın
jasırmaydı (İyi insan başım gizlemez, İyi hanım aşını
gizlemez).
Jaqsı qatın jaman erkekti asıray aladı, Jaman
qatındı jaqsı erkek asıray almaydı (İyi kadın kötü
erkeğe bakabilir, kötü kadın iyi erkeğe bakamaz).
Jaqsı qatın jarınnın jagsısın asırar, jamanın
jasırar (İyi kadın yarinin iyiliğini artırır, eksikliğini
gizler).
Jaqsı qatın qartaytpas (İyi kadın
yaşlandırmaz).
Jaqsı qatın zeynet, jaman qatın beynet (İyi
kadın ziynet, kötü kadın zahmettir).
Alganı jaqsi jigittin arqasan isin oñdaydı,
alganı jaman jigittin arqasan sâni bolmaydı (Hanımı iyi
yiğidin her zaman işi yolunda gider, hanımı kötü
yiğidin her zaman işi geri döner).
Alganı jaqsı jigittin ırısı tasar, Alganı jaman
jigittin tuwısı qasar (Hanımı iyi yiğidin rızkı artar,
Hanımı kötü yiğidin akrabası kaçar).
Qatını jaman jigittin üyi mola, kuyewi jaman
qatinın üyi qora (Hanımı kötü yiğidin evi mezar,
kocası kötü kadınınevi ahır).
Qatını joq üydiñ işi sürkey, erkeği joq üydiñ
sırtı sürkey (Hanımı olmayan evin içi gariptir, Kocası
olmayan evin dışı gariptir).
Jarıñ jaqsı bolsa üydiñ beyis, jarıñ jaman
bolsa üyiñ keyis (Kann iyi olursa evin cennettir,
Karın kötü olursa evin mezardır).
Algan jarıñ jaqsı bolsa, uyiñnen kişi ketpes,
algan jarıñ jaman bolsa, şın dosıñda ayağı jetpes
(Karın iyi olursa evinden misafir kesilmez, karın kötü
olursa gerçek dostunda gelmez.)
Ayeldi jaman deseñ, anañ onıñ işinde
(Hanımları kötülersen annen de onun içindedir).
Âyeldin küşi az, aylası köp (Kadının gücü
az, hilesi çoktur).
Erte turğan jigittiñ ırısı artıq, erte turğan
âyeldin birisi artıq (Erken kalkan yiğidin rızkı fazla,
erken kalkan hanımın bir işi fazladır).
Jaqsı erdiñ işinde altınnan awır sır jatadı,
jaqsı âyeldiñ işinde altın bastı ul jatadı (İyi erin içinde
ağır sır yatar, İyi hanımın içinde altın başlı oğul
yatar).
Jaqsı kelin, kelin, jaman kelin ölim (iyi gelin
gelindir, kötü gelin ölümdür).
Jaqsı kelin qurdasıñday bolar, jaqsı ulıñ
sırlasıñday bolar (iyi gelin arkadaşın gibi olur, iyi
oğlan sırdaşın gibi olur).
74
bilig-1/Bahar’96
Kelin, kelin, kelinbaq, kelmay jatıp sözin baq
(gelin, gelin geline bak, gelmeden önce sözüne bak)
Kelin jaqsı bolsa nemeresi tatti (Gelin iyi olursa
torunu tatlı olur).
Kelinniñ uyattı bolsa, berdi quday, kelini
ñ
uyatsız
bolsa, urdı quday (Gelinin namuslu olursa verdi Allah,
gelinin namussuz olursa vurdu Allah)
Kelinniñ betin kim burın aşsa, sol ıstıq (Gelinin
yüzünü kim önce açarsa, o sıcak görünür).
Diğer Akrabalar Hakkındaki Atasözleri:
Ağası bardıñ jağası bar, inisi bardıñ tınısı bar
(Ağabeyi olanın destekçisi var, küçük kardeşi vardın nefesi
var).
Ağa adassa, ini iz kesedi (Ağabey yolunu
şaşırırsa, kardeşleri arar).
Ağa âdepti bolsa, ini âdepti.
Apa adapte bolsa, sinili âdepti
(Ağabey terbiyeli olursa, erkek kardeşi terbiyeli
olur. Ablası terbiyeli olursa, kız kardeşi terbiyeli olur).
Jeti atasın bilmeyen, jitimlitin belgisi (Yedi
atasını bilmeyen, yetimliğin işaretidir).
Jiyen el boladı, malı bolsa ,
Jelke as boladı, yağı bolsa
(Yeğen akrabadır, malı olursa,Yelke aş olur, yağı
olursa).
Atalastan awıldas jagın (Uzaktaki akrabadan
yakındaki komşu iyidir).
Ağayıñdı altaw bolsañ, adam tıymeydi,
Tuwra jürseñ lebizin kiymeydi (Akraban
çok olursa, kimse dokunmaz, doğru iş yaparsa,
lafın boş kalmaz).
Doğru iş yaparsan, lafın boş kalmaz).
Ağayın-tuwğannıñ gızığı alıs-beris,
Qudalıgtıñ gızığı bans-kelis
(Akrabanın ilişkisi alış veriş, dünürün ilişkisi
gidiş geliş).
Ağayınnıñ gadırın, ğagın bilmes, jat bilir
(Akrabanm kıymetini, yakın bilmez, yabancı bilir).
Ağayınnıñ azarı bolsada, benzeri bolmaydı.
(Akrabanın eksikliği olsada, tanımazlığı olmaz).
Quda üstine guda bolsa, süyek jañarar
Awıl şetine awıl konsa, irge jañarar (Dünür üstene
dünür olursa, akraba çoğalır, köyün üstüne köy yerleşirse
komşu çoğalır).
Qudanıñ bergenine süyenbe, gudaydıñ bargenine
süyen (Dünürün vereceğine dayanma, Allahın vereceğine
dayan).
Eki âye-oyran
Eki sıyır-ayran
(İki hanım bela olur,
iki inek ayran olur).
Bajanağı baja körse, bası gışıydı (Bacanağı
bacanak görürse şakalaşmak ister).
Eki ayaktıda baja tatuw
tört ayagtıda bota tatuw
(insanların içinde bacanak arası iyidir
Hayvanların içinde botanın* arası iyidir).
Küyaw-jüz jıldıg, guda-mıñ jıldıg.
(Güvey yüz yıllıktır, dünür bin yıllıktır).
Ârkim süygeninin gulı (Herkes sevenin kuludur).
Jaqsı kelin- gızıñday, jaqsı küvey-ulıñday (iyi
gelin; kızın gibi, iyi damat; oğlun gibidir).
*bota; Deve yavrusu.
KAYNAKLAR
1. Zeyneş İSMAİL/ Muhittin GÜNEŞ, Türkçe Açıklamalı
Kazak Atasözleri,. Engin Yayını, Haziran 1995/
Ankara.
2. B. ÂLÎMGANOV. E.ABDİRAMANOV,
Küyew
Keltir Qız Toyındı Qıl, Sanat Yayını 1994/Almatı.
3.
"Qazagtm Salt Dâstürleri men Adep-Ğurıptarı"
4. Seyit Kenjeahmetov "Ana Dili" Yayın Almatı 1994.
5. Zeyneş İSMAİL, Kazakça Öğrenme ve Konuşma
Kılavuzu, Ay Basın Yayın Ankara 1993.
Document Outline
Dostları ilə paylaş: |