Bilig sayı



Yüklə 131,87 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix09.10.2018
ölçüsü131,87 Kb.
#73068


 

 

66 



 

bilig-1/Bahar’96 

 

KAZAKLARDA AİLE YAPISI



 

Doç. Dr. Zeyneş İSMAİL

 

Ankara Üniversitesi TÖMER Konuk Öğretim Üyesi

 

Kazaklar "Ulu Jüz, Orta Jüz, Kişi Jüz" olarak üç 



büyük ana kola ayrılır. Ulu jüz: Kanlı,  Şanışkılı, Jalayır, 

Sirgeli, Sarıürsin,  Şakşam,  Şapıraştı, Istı, Oşaktı, Alban, 

Suwan, Dulat Boylarından; Orta jüz: Arğım, Kerey, 

Nayman, Kıpşak, Konırat, Vak Boylarından; Kişi jüz: 

Karakesek, On eki ata Bayulı, Jetiru Boylarından 

oluşmaktadır. Bu boylar kendi içinde de bölümlere ayrılır. 

Kazaklarda kendi milletini, kökünü, boyunu, soyunu bilmek 

her bir evladın vazgeçilmez bir görevi olarak bilinir. "Arğı 

atam Er Türk biz Kazak halkımız" (Eski atam Er Türk, biz 

Kazak boyundanız). "Jeti atasın bilmegen, jetimdiktin 

belgisi" (Yedi atasını bilmemek yetimliğin işaretidir). 

Dolayısıyla, Kazaklar tarih boyunca her ne kadar zor 

dönemler geçirse de, kendi soyunu, kökünü hiç bir zaman 

unutmamışlardır. Boyunu, soyunu bilmek evlilikle de 

ilgilidir. Çok eskiden gelen bir gelenek halen 

sürdürülmektedir. Evlenecek kişiler, yedi kuşak içinde olan 

akrabalar birbirleriyle asla evlenemezler. Bundan dolayı da 

Kazaklarda akraba evliliğinden kaynaklanan sakat çocuk 

doğumlarına pek rastlanmaz.

 

Kazak geleneğine göre bir adamın üç yurdu olur: 



Öz jurtı (kendi yurdu), nağaşı jurtı (annenin akraba tarafı) 

ve gayın jurtı (karısının akraba tarafı). Bu üçü de yakın 

akrabalardır. En yakın olan bu akrabalar "ağayın", "tuwis", 

"ilig", "jamağaym", "jekjat", "jurağat", "qudandah" gibi 

terimlerle ifade edilir. Akrabalar, aileyi toplum içinde daha 

organize hale getiren yanı anne, baba ve çocukları 

tamamlayıcı unsurlardandır. Her Kazak aynı ana ve 

babadan kendisinden önce doğan erkeğe 'ağabey", kıza 

'abla' demesi anne ve babasının yakınlarına batı 

toplumlarında olduğu gibi adlarıyla değil akrabalık adlarıyla 

hitap etmesi geleneksel özelliklerimizdendir.

 

Kazaklarda akrabalık adları  şunlardır: ata (dede), 



âje (babaanne), âke (baba), şeşe, ana (anne), ata-ana (baba-

ana), ağa (ağabey), apa, äpke (abla), mi (erkek kardeş), 

qanndas (kızkardeş, ağabey kızkardeşine söylerken), sinili 

(kızkardeş, abla kızkardeşine söylerken), bala (çocuk), ul 

(oğlan), qız (kız), nemere (torun), şöbere (torunun çocuğu), 

şöpşek (torunun torunu), nemene (şöpşeğin çocuğu), nağaşı 

(annenin akrabaları), nağaşı ata (anne babası), nağaşı apa 

(anneanne), nağaşı  ağa (dayı), nağaşı âpke (teyze), jiyen 

(yeğen), jiyenşar (yeğenin çocuğu), degenşar (yeğenşann 

çocuğu), kögenşar (degenşann çocuğu), jürejat (kögenşarın 

çocuğu), tuwajat (jürejatın çocuğu), jenge (yenge), kelin 

(gelin), abısın (elti), böle (kuzen), quda (erkek dünür), 

qudagiy (kadın dünür),  quda bala (dünürün oğlu),  qudasa 

 



 

 

  



 

67 


 

 

bilig-1/Bahar’96 

(.dünürün kızı), qayın ata (kaynata), qayin ene 

(kaynana), qaym ağa (büyük kayın), qayin biyke 

(büyük baldız), qayin ini (küçük kayın), qayin sinüi 

(görümce), baldız (baldız), baja (bacanak), küyew 

(güvey), jezde (enişte). 

Ata (dede): Evlat için babanın babası, halk 

onlara "aksakal" diye hitap eder. Onlara her zaman 

başköşede yer verip saygı gösterilir. Onların önünden 

izinsiz geçilmez. Halk düşüncesine göre "Awilında 

qartın bolsa jazıp qoygan hatpen ten" (Köyünde yaşlı 

birisi olursa yazılmış hat ile denktir). Ata; toplumun 

birliğini, dirliğini sağlamakta önemli rolü olan, toplum 

için iyi dileklerde bulunup, onların danışmanlığını yapan 

ulu adamdır. Gençler atanın tecrübesinden yararlanıp, 

onların hayır duasını alırlar. Ünlü kişiler, aydınlara söz 

verdiğinde, onlar kendi söz sırasını aksakala verirler. 

Çünkü büyüklere saygı; Kazakların en güzel 

geleneklerinden biridir. "Atalı söz, batalı söz" (Atanın 

sözü, hayırlı sözdür), "Asqar tawda asıl köp, atalı sözde 

aqıl köp" (Yüksek dağlarda değerli taş çok, atanın 

sözünde akıl çok), Atanın sözü- aqildin közü (Atanın 

sözü- akim gözüdür) "Halıqtm qartın siylawi- elinin 

saltı srylawi (Halkın büyüklere saygı göstermesi -

toplumun geleneğine saygı göstermesidir). 

Bir köye veya bir memlekete gidildiği zaman 

önce oradaki atayı ziyaret edip, selam verilmelidir. 

Ataya olan sevgi ve hürmeti şu mısradan daha iyi 

anlarız. 

............ 

Aqsaqaldar- halqimnin kemengeri, 

Japıramın jayqaltgan emenderi. 

Halıgtı ıntımagga biriktirip, 

Birlik bolsın arqasan degenderi. 



Äje (Babaanne): Babanın annesi. Toplumun, 

boyun, ailenin bütünlüğünü düşünen halk anasıdır. Âje 

gelenek görenekleri koruyup, gelecek kuşaklara onları 

öğreten, gençlere ömek olan, hayır duaları eden saygın 

insandır. Evlatları büyükannesinin arzularını, isteklerini 

mutlaka yerine getirmesi gerekir. Torun için en mihriban 

insan büyükannedir. Büyükannenin ninnisi, yumuşacık 

eh, sıcak gönlü, temiz kalbi torun için büyük bir şefkattir. 

Tanısın tanımasın insanlar büyükanneye selam verip 

saygı göstermesi gerekir. Büyükannenin hayır duaları da 

tüm insan için tebriktir. Büyükannenin yaşı, tertemiz 

kalbi, iyiliği bize nasip olsun diye halk onlara 

sevgilerini bildirir. Ünlü şair Kadir Mırzaliyev'in "Âje" 

hakkındaki şiiri bunu çok güzel ifade etmektedir. 

Asıl âjem, ğasır âjem añsağan, 

Sağınışım-sarı ormanday samğağan. 

Âke bohp jürgenimdi umıtıp, 

Âli künge erkeleymin men sağan. 

Qulındaymin asır salğan anğarda, 

Qozmdaymin oynaqtagan albarda. 

Özin barda qisilmaymin külüwge, 

Jılawga da qısılmaymın sen barda. 

Men özinnen qabildappin süyüwdi, 

Men özinnen gabıldappın küyüwdi.  

Senin janın jûregime orawlı,  

Menin janım jawlığına tüyüwli. 

Tura turşı tüzelgende buzığın,  

Jüre turşı jalğanda üziğin.  

Mağan dawlet nege kerek, aq âje-aw,  

Özin birge köre almasan qızığın?!(l) 



 

Äke-şeşe,    ata-ana    (Baba    ve anne): 

Kendini ömre getiren karı-koca insanlar. Her bir oğlan 

ve kız anne babasına sonsuz borçludur. Evlatlar anne 

babalarına özel saygı gösterir. Onlara karşı gelmez, 

onları incitmez, söylediklerini yerine getirir. 

Baba,  çocuğun  önünde  yüksek  dağ    gibi 

yücedir. Onlara akıl verip, doğru yol gösteren, öğüt 

söyleyip, eğitim veren insandır.  Baba her zaman 

davranışlarıyla,          sözleriyle,          tüm          hareketleriyle 

çocuklarına  örnek olur.  Onun zengin iç  dünyası 

çocuğunu polat gibi berk, çevik gibi sağlam olarak 

yetiştirir. "Âke-er, ana jiger, bir üyde eki komeüjer" 

(Baba; erdir, anne; güçtür, bir ailedeki iki dahidir. 

"Otbasına garap bala ösedi,  qaragayga qarap tal 

ösedi"  (Aileye bakarak çocuk  büyür,  kara   ağaca 

bakarak dal büyür). "Bala târbiye basman, anbekke 

bawluw jasınan" (Çocuk eğitimi baştan, çalışmaya 

alıştırmak küçükten), "Aq jürek âke- qumsuwaq, aq 

jürek   ana-   aqbulaq"   (Temiz  kalpli   baba;   güneş 

gibidir, temiz kalpli anne; pınar gibidir) gibi sözler 

çocuk eğitiminde baba ve annenin görevinin ne kadar 

önemli olduğunu göstermektedir. Halk düşüncesine 

göre "Âkeden artiq ormaq joq, âkeden artiq dana joq, 

âkeden artiq dana joq" (Babadan üstün huzur yok, 

babadan üstün bilgin yok, babadan üstün sığınak yok). 

Baba hakkındaki şu halk şiirine bir göz atalım; 

Âke degen- biyik şıñı adamnıñ,  

Âke degen- türegi ğoy ğalamnıñ. 

Âke degen- boyında aqqan qanıñ da,  

Siqqan tegiñ, ol-negiziñ, janıñ da.  

Ne deseñ de âke jolı bir bölek,  

Qayda jürsen qoltığıñnan turu demep.  

Nağız âke aqilgoy de asqar jan,  

Barlıq urpaq âkelerden bastalğan 

 



 

 

68 



 

bilig-1/Bahar’96 

 

Qanday qimbat söz edi âke degen,



 

Âke emes pe ösırip, mâpelegen.

 

Âkesi bar balalar boladı erke,



 

Aspandağı aydı da aper degen.

 

Aqilmenen teren oylap qarasaq,



 

Âke degen- aldı

ñ

dağı parasat.



 

Ömiri


ñ

ni

ñ



 öşpey mâ

ñ

gi izderi,



 

Artınızdan ere bersin bolasaq.

 

Anne çocukları tarafından çok sevilen, çok üstün 



tutulan insandır. Annenin ak sütü kutsaldır. Çocuk için 

dünyada anneden üstün, anneden değerli hiç kimse yoktur. 

Dolayısıyla tüm çocuklar anneyi baş tacı eder. "Ananın 

aldına asqar tawda alasa" (Annenin yanında yüksek dağ bile 

küçük kalır), "Anasına qarap qizin al" (Annesine bak kızını 

al), "Ananın süygen jeri ötqa da küymeydi, ananın süygen 

jerine aq ta tiymeydi" (Annenin öptüğü yer ateşe de 

yanmaz, annenin öptüğü yere kurşun da girmez), "Âna- 

jarağa jaqiraq" (Anne, yaraya ilaçtır), "Ananın alaqani- aq 

maqta" (Annenin eli en yumuşaktır) gibi sözler anneye olan 

sonsuz sevginin ifadesidir.

 

Her bir anne ailenin huzur yaşamasını, tüm ocağın 



mutluluğunu, yurt içinde barış olmasını diler. Kendi 

çocuklarına 'altınım (altınım),  ğasıl jelek jarqınım (yeşil 

yelekli aydınlığım), palapanım, botam, qulunim, janım 

(yavrum, canım), aspandağı juldızım (gökteki yıldızım), 

künim (güneşim)' diyerek, onları sağlıklı, uzun ömürlü 

olmasını Allah'tan diler. Kendi evlatları için canını bile feda 

eder. Anne hakkında pek çok şiirler yazılıp, türküler, 

şarkılar söylenmiştir. Buna da bir örnek verelim:

 

Dünyenin janq küni- anamız,



 

Jariq künnen quwat alğan sanamız.

 

Ulı bolsaq- anamenen ulımız,



 

Dana bolsaq- anamenen danamız.

 

Ömirge mına bizdi ala kalgan,



 

Dünye qımbat eken anamenen.

 

Dünye qızıq eken jan-jarı



ñ

men,


 

Dünye tâtti eken ğoy balamenen.

 

Ana değen-ömirimni



ñ

 kawsar bulağı,

 

Ana değen- tirşiliktin şuğılalı şuwağı.



 

Ana degen- te

ñ

desi joq ulılıq,



 

Köz aldımda tulğa

ñ

 biyik turadı!



 

"Balam aman bolsın" dep köz ilmegen.

 

Quwat aldın, anajan, özi



ñ

 neden.


 

Adamdardan jaqsılıq küte almaymın-

 

Ana jürek meyirin tüsinbegen.



 

Tuwgan ne bir dananı,

 

Tuwgan neler alıptı!



 

Qadirleyik Ananı!

 

Qasterleyik halıqtı!



 

Ananı


ñ

 qut-bereke âr adımı,

 

Seziler âr isinen daralığı.



 

Ana- ömir, Ana-baqıt, Ana-jürek,

 

Tırşilikti



ñ

 gumirlıq danalığı.

 

Kazaklar'da anne ve baba en değerli insandır. 



Toplum babaya "otağası" (aile ağası), anneye "jubayı", 

"zayıbı", "âyeti" (hanım) diye hitap eder.

 

Bala (çocuk): Anne ve babadan doğan evlatlar. 

Soy bakımından oğul veya kız. Toplum, çocukları olan aile 

mutlu aile diye düşünür. Çocukların anne ve babaları 

"izbasar" (gelecek), "murager" (mirasçı), "qolqanatim'' 

(kolum kanadım), "azamatım" (gücüm kuvvetim), "köz 

quwanısım" (gözbebeğim), "baqıtım" (mutluluğum), 

"qızığım" (herşeyim) diye onları sever ve onlardan hiç bir 

şey esirgemezler.

 

Kazaklar, babasını, annesini 'pîr' yerine koyan bir 



ulustur. Geleneğe göre çocuk soyunu babasından, dilini 

anasından alır. Çocuklar hayatı boyunca anne ve babasına 

sevgi, saygı göstererek bakarlar. Çocukların arasındaki en 

küçük erkek çocuk ise baba ve annesinin yerini alacak 

olduğu için onlara daha da borçludur.

 

Gelenekte yaşlı baba ve anne oğlunun büyük 



çocuğunu, yani büyük torununun (kız veya oğlan 

farketmez) kendine evlat olarak alıp, "küçük oğlum", 

"küçük kızım" diyerek bakıp büyütür. Çocuğun baba ve 

annesi onlara kardeş gibi davranır. Artık o dedesinin 

çocuğudur.

 

Çocuklar ailede, küçük yaştan itibaren eğitilir. 



Anne ve baba onlara ninni söyler, masal anlatır, bilmece 

sorar, atasözleri öğretir, biraz büyüyünce onlara elinden 

işleri yapmaya alıştırır. Kazaklarda "balanı bes jasqa deyin 

handay köter, on bes jasqa deyin qulday jumsa, on besten 

âri onımen dosı

ñ

day aqildas" (Çocuklara beş yaşına kadar 



"Hakan" gibi bak, on beş yaşına kadar çalışmaya alıştır, 

onbeş yaşından sonra arkadaş gibi danış) gibi atasözü 

bulunmaktadır. Erkek çocuğun mert, cesur, "Segiz kırlı, bir 

sırlı" (yetenekli, çok yönlü) yetiştirilmesine büyük önem 

verir. (Örneğin iyi ata binmek, dombra çalıp,  şarkı 

söylemek, güreşmek, iyi konuşmak, atışmayı bilmek, bilgili 

olmak, ağır başlı olmak vb.). Erkek çocuğu ocak sahibi, 

evladın, soyun devamcısı olarak sayılır.

 

Kazaklarda kızın yeri bambaşkadır. Kız 



büyüyünce toplumu güzelleştirir diye kızlarına saygı 

gösterirler. Aile içinde veya çevrede kızlara, 

kızkardeşlerinin yanında bağırıp çağırmazlar, onları hiçbir 

zaman dövmezler. Kızları  eşiğe oturtmazlar, onları el 

üstünde tutarlar. En güzel giysileri, en güzel

 



 

 

  



 

69 


 

 

bilig-1/Bahar’96 

ve en iyi koşan atlarını  kızlarına veya kızkardeşlerine 

hediye ederler. Bir boyun evlendirilen kızı genç veya 

yaşlı olmasına bakmadan, o boyun akrabaları ona 'kız" 

diye hitap ederler. Büyükler ise, "kızımız", küçükler 

"ablamız" diyerek özel saygı gösterip, selam verir. Kız 

evlense de kendi soyadını taşır, çünkü soy demek, bir 

atadan gelen kimselerin topluluğu, sülaledir. 

Ailede kızların eğitimi de önemli yer 

almaktadır. Kızlarını ev işlerine alıştırarak, onları 

ilerideki aile hayatına hazırlarlar. Başka bir ocağa 

geçmeden, yani evlenmeden önce kızlarına yemek 

yapma, dikiş dikme, işleme, örgü örme, vb., ev ve el 

işlerini öğretirler. Bunun dışında kızın davranışı da 

önemlidir. Konuşması, gülüşü, yürüyüşü, oturuşu, 

kalkışı, çay koyma gibi hareketleri güzel, kıza yakışır 

şekilde olması gerekir. Kazak kızları  şarkı 

söyleyebilir, dombra çalabilir, şiirler okuyabilir ve 

erkeklerle birlikte atışma yapabilir. "Kız kuwuw", (kıza 

yetişmek), "Altıbaqan” (salıncak) gibi milli spor 

oyunlarına katılabilir, 

Kazak tarihinde bilgin, üstün yetenek sahibi ve 

cesur olan pek çok kadına rastlanır. Eskiden ve yakın 

geçmişte ünlü olan Kazak kadın ve kızlarından, örneğin 

Kablandı Kahramanın akıllı karısı Kurtka, besteci ve 

dombra oyuncusu Dina Murpeyisova, şair Sara, 1945-

1949 Doğu Türkistan'ın başkenti Urumçi Büyükşehir 

Belediye Başkanı Kadiwan bu hanımlardandır. II. 

Dünya Savaşında 

şehit olan ve Orta Asya 

Cumhuriyetlerinden çıkan 'kız kaharman' olarak tarihe 

geçen Manşuk Mametova ve Aliya Moldagulova da 

Kazakların gururudur. 

Günümüzde geçmişteki gibi Kazaklar 

kızlarını yücelterek, onlarla gurur duyuyorlar. 

Cumhuriyetimizde binlerce bilgin, doktor, sanatçı, 

öğretmen, devlet adamı olan kadmların isimlerini tüm 

toplum bilir. 

Kazakların kızlarına verdiği önemi Türkiye ve 

yurt dışında yüksek öğretim görmek için gelen 

öğrencilerin yarısının kız olmasından daha iyi 

anlayabilirsiniz. Kazaklar kızlarını, gelenekteki 

analar, bir sonraki kuşakların eğitimcisi diye 

düşünerek, onları akıllı, iyi kalpli, bilgili, kültürlü, 

çalışkan olarak eğitmektedir. 



Nemere   (torun);   Bir   kimseye   göre 

çocuğunun çocuğu. Torun, dede ve büyük anne için 

çok   sıcaktır.    Çoğunlukla   onlar    ilk   torunlarını 

kendileri  alıp,   "kendi  çocuğumuz"   dîye  büyütür. 

Ozanlar dede ile torun hakkında şöyle diyor;  

Ata menen nemere- ayaqtalmas bir destan.  

Ekewine keregi- aşıq bolsan nurlı aspan,  

Balannan tatti - deydi nemere, 

Mağan akı sen ömirde töleme 

Gül sıyaktı alaqanmen ayalap 

Kün sıyaqtı köteremin töbeme. 

Bu mısralar da dede ile torun arasındaki 

sevgisini bildirmektedir. 

Şöbere (torunun çocuğu):

 

Yaşlılar 



için "şöbere"nin yeri özeldir. Geleneğe göre 

"şöbere"nin avucuna su koyarak içmek, en büyük 

mutluluktur.  Şöberenin çocuğu "şöpşek",  şöpşekin 

çocuğu "nemene" diye isimlendirilir. 

Yedi kuşak işte (dede, baba, çocuk, torun, 

şöbere, şöpşek, nemene) böyledir. 



Kardeşler ve Miras 

Kazaklarda en büyük çocuğa "tungışım", 

ondan sonrakilere "ortanşı", en küçük çocuğuna 

"kenjen" derler. Ağabeyleri evlendikten anne ve baba, 

mirası da ona devreder, onun ocağına "qaraşañıraq", 

(yani büyük ocak) diye saygı gösterir. Diğer 

kardeşleri o ocağın her zaman yardımcısı olur. 

Bundan önce anne ve baba çocuklarını evlendirip, 

onlara yuva kurduktan sonra kendi varlığına göre 

"enşi" (hisse) verir. "Enşi" çocuklara gerekli mal 

mülk bölüp vermek demektir. Bu da miras sayılır. 

Baba ve anne yaşarken "enşi"sini alan çocuklar, onlar 

öldükten sonra tekrar miras almazlar. Sadece hatıra için 

beğenilen giyim, kemer gibi kolay eskimeyecek bir 

şeyler alır. Evlendirilen kızının da enşi alma hakkı 

vardır. Onun enşisi iki türlü gerçekleştirilir. Birincisi 

evlendiği zaman kıza anne ve babası durumlarına 

göre ev eşyalarını tamamlar, at, inek, deve gibi büyük 

baş hayvanlar verir, pahalı, değerli takılar sunar, 

çehızler yapar. İkincisi, kız evlendikten bir veya bir 

kaç ay geçtikten sonra, baba ve annesini ziyarete 

gelir. O zaman babası ve anne enşi verir. O kız da 

sonra tekrar miras talep etmez. 

Baba ve anne sağken kendi eliyle enşi 

veremezse, o zaman sağ olan bir yakınları çocukları bir 

araya getirip onlarla görüşerek enşi böler. Enşi 

bölmesinde anlaşmazlık olursa, köyün aksakalları 

veya sözü geçen birisi bu işe karışır, onları enşinin eşit 

bölünmesinde yardımcı olup, onların birbirleriyle iyi 

geçinmesini sağlar. Onun için Kazaklar arasında miras 

davası hemen hemen yok gibidir. 

Ağa (Ağabey):  Bir kimsenin kendinden 

yaşça büyük olan erkek kardeşi Kazaklarda "Ton 

jagasız bolmaz, el ağasız bolmaz. (ton yakasız olmaz, 

halk ağabeysiz olmaz.) Jılıwı jaga emes, kömegi jok 

aga emes (sıcaklık tutmayan yaka sayılmaz, yardım 

etmeyen ağabey sayılmaz.) "İnişi bardın tınısı bar, ağası 

bardın jağası bar " (Küçük kardeşin olursa 



 

 

70 



 

bilig-1/Bahar’96 

 

nefes alırsın, ağabeyin olursa yardım alırsın) gibi, 



atasözleri ağabeyin toplumdaki yerini anlatmaktadır. 

Apa,   äpke   (abla):   Bir   kimsenin kendinden 

büyük olan kız kardeşi abla ana ve babasını, tüm 

kardeşlerini daha da çok düşünür, onlara yardımcı 

olmaya çalışır. Abla hakkında halk türkülerinde daha 

iyi işlenmiştir. 

Apamdaysıñ, sen meniñ öpkemdeysiñ, 

Jaqin bolıp janıma ketkendeysiñ. 

Bir qarasam, möp-möldir köktemdeysiñ 

Ansan awır turadı awılıma, 

Aq niyetin amagan bawırına. 

Möldir bulaq suwınday janı taza, 

Baqıt qana tileydi qawımına. 

Meyiri mol aqjargın öpkelerim, 

bar önege öziñmen ap kelemin. 

Jolıma baqit tilep kelesiñder, 

Jetelep jekenindey aq kemeniñ. 



Kelin    jäne    jeñge    (Gelin   ve 

 yenge):  Büyükler için gelin, küçükler için yenge. 

Gelin, kocasının kardeşlerinden kayın pederine, kayın 

biraderine kadar tüm akrabalarına saygı gösterir. 

Onların adlarını da doğrudan söylemez. Onlara 

yeniden ad takar. Gelinin yeni ad takmaların ne kadar 

zor, ilginç ve güzel bir gelenek olduğunu bir örnekle 

anlatacağız. 

Eskiden bir adamın çok sayıda oğlu ve 

akrabası varmış. Oğulların adları da "Bulakbay" 

(Pınarbay), "Kamışbay" (Kamışbay), "Koyşıbay" 

(Çobanbay), "Qasqırbay" (Kayrakbay), "Qılışbay" 

(Kılıçbay), "Tezekbay" (Tezekbay)'mış. "Kılıçbay" 

acele ile eve gelirken, pınardan su almaya gelen geline 

rastlar. "Kılıçbay" gelini görünce; "Gelinim, sen hemen 

eve haber ver, pınarın öbür tarafında kamışın bu 

tarafında bir koyuna kurt saldırmış, Tezekbay bıçak ile 

biley taşı getirip, koyunu kessin, ben kurdu yakalamaya 

gidiyorum demiş. O zaman gelin eve bakarak; "Ey, 

şırıldamanın öbür tarafında, hışırdamanın bu tarafında, 

melemeye uluma saldırmış, çabuk keski ile bilemeyi 

getirip melemeyi kessin, ben kurdu yakalamaya 

gidiyorum" demiş. O zaman gelin eve bakarak, "Ey 

Şırıldamanın öbür tarafında, hışırdamanın bu 

tarafında, melemeye uluma saldırmış, çabuk keski ile 

bilemeyi getirip melemeyi kessin diyor. "Keskin" diye 

bağırmış, burada zeki gelin "Pınarbay", "Kamışbay", 

"Çobanbay", "Kurtbay", "Bıçakbay", "Kayrakbay", 

"Kılıçbay", "Tezekbay" adlarının yerine "Şırıldama", 

"Hışırdama", "Meleme", "Uluma", "Keski", "Bileme", 

"Keskin" diye ifade etmiş.  Akrabaların 

ismi bulunan bu olayı gelin akıllıca anlatabilmiş. Bu eski 

gelenek Kazak bozkırlarında hala sürmektedir. 

Gelinin rolü çok önemlidir. Gelin iyi ise tüm 

ailenin, akrabalarının bereketini sağlayıp, en sevilen 

kişi olur. 

Yenge olarak, kendisinden küçük olan 

kocasının kardeşlerine  şaka yapar, onlarla samimi 

olur. Onlara çok saygı eder, kendi isimleriyle 

çağrılmaz, onlara "sırğalım" (küpeciğim), 

"şaşbawlım" (gurşaşlım), "erke bala" (nazlı çocuk), 

"mirza jigit" (şık yiğit), "galim bala" (alim çocuk), 

"boy jetkenim" (güzel kızım), "külim közim" (güler 

yüzlüm) gibi ad takar. 

Yenge, eskiden kız ve delikanlının 

tanışmasında köprü olup, büyük görev yapmıştır. 

Onlara aşk sırrını  öğretmiştir. Delikanlı bir kızı 

sevdiği zaman önce yengesine söyler, o da 

danışmanlık yapıp, akıl verir. Kız ise, annesine 

söylemediği sırrını yengesine açar. Dolayısıyla 

yengenin yeri büyüktür. 



Nağaşı:

  Annenin akraba tarafına "Nağaşı" 

denir. Onlara Nağaşı ata (anne baba), nağaşı apa 

(anne anne), nağaşı  ağa (dayı), nağaşı öpke (teyze) 

diye hitap edilir. Nağaşı, her zaman yeğenini 

nazlandırıp, istediğini verir. Yeğenleri de nağaşısın 

sevip, saygı gösterir. 



Jiyen (Yeğen):

  Birine göre kızkardeşinin 

çocuğu. O anneannesi ve onların akrabalarına 

nazlanabilir. Hem de etkisi vardır. Yeğen, 

nağaşılarından bir şeyler istediği zaman ona vermesi 

gerekir. Yeğen ile nağaşı birbirleriyle çok samimi olur, 

hiç bir zaman birbirini kıskanmaz, yeğeninin 

başarısıyla gurur duyar. Geleneğe göre yeğenleri 

incitmez ve onları el üstünde tutar. 



Jiyenşar: Yeğenin çocuğu. O da babası gibi 

yegenlik geleneğini devam ettirir. Onun çocuğu 

"degenşar", onun çocuğu "kögenşar", onun çocuğu 

"jürejat", onun çocuğu "tuwajat" diye hitap ederler. 



Quda   (Erkek  dünür),   qudagiy 

(kadın dünür): Birisine göre karı kocanın babasına 

"quda", annesine "qudagiy" der. Dünürler çok değerli, 

hürmetli insan olarak baş köşede yer alır. Onlara özel 

olarak hayvan (koyun, dana, at) kesilir, iyi ağırlanır. 

Dünürler bu dünyadan göçse de, onun dünürlük bağı 

kuşaktan kuşağa devam edecektir. Dolayısıyla halk 

"Küyew jüz jıldıq, quda mıñ jıldıq" (Damat yüz yıllık, 

dünür bin yıllıktır). 



Küyew (Güvey): Bir kızın ailesinden olan 

büyüklere göre kızın kocası, damat. Güvey, karısının 

akrabalarına saygı gösterir. Karısının ablalarına   

"qayın   biyke",   kızkardeşleri   ve   erkek 




 

 

  



 

71 


 

 

bilig-1/Bahar’96 

kardeşlerine "baldızım" diye hürmet eder. Kazaklar 

"Peygamberde güveyine saygı göstermiş" diye onlara 

saygı gösterirler. 

Kazaklarda akrabalar arası ilişkiler çok 

samimi, uyumludur. Her zaman birbirlerini sayıp, 

birbirlerine yardım eder. Acılarını, sevinçlerini kendi 

arasında paylaşır. Kazaklarda aile yapısı ve akrabalık 

bağlantıları hakkında biz Kazak atasözlerinden daha iyi 

anlayabiliriz. 

Anne     ve     baba     hakkındaki 

atasözler: 

Ata-anamqadirm, balalı bolğanda bilersin, Anıq 

dostın qadırın, jolalı bolğanda bilersiñ (Anne ve babanın 

kıymetini, çocuğun olduğunda bilirsin. Gerçek dostun 

kıymetini, iftira atıldığında bilirsin). 

Ata-anañdı qurmetteseñ, sen de sonday 

iygilik köresiñ (Anne ve babana hürmet edersen, sen de 

onun gibi iyilik görürsün). 

Ata-ananıñ aqılı sayrap jatqan jolmen teñ, 

Aqıldınıñ aqılı - sarqılmaytın kölmen teñ (Anne ve 

babanın akıl upuzun yol ile denktir, akıllının aklı 

bitmez - tükenmez göl gibi denktir). 

Ata-balanın qorğanı (Baba, çocuğun 

kalesidir). 

Ata körgen oq janar, ana körgen ton pişer 

(Baba gören ok yapar, anne gören don biçer). 

Ata-asqar taw, ana-bawırdağı bulaq, bala-

joğasındağı quraq (Baba; yüksek dağ, anne, 

bağrındaki pınar, çocuk; yakasındaki kamıştır). 

Ataña ne qılsan, aldına sol keler. (Babana ne 

yaparsan başına o gelir). 

Ata-anañ otırğan üydiñ töbesine şıqpa (Baba 

ve annenin oturduğu evin damına çıkma). 

Ata balağa sınşı, el erge sınşı (Baba çocuğu 

sınar, halk eri sınar). 

Ata ölip bala qalsa, muratıña jetkeni, Bala ölip 

ata qalsa, ormanı ketkeni (Baba ölüp çocuğunun 

kalması, muradına ulaştığıdır, çocuk ölüp babasının 

kalması, ümidinin kaybolduğudur). 

Atadan bala tuwar, atasınıñ jolın quwar 

(Babadan çocuk doğar, babasının yolunu tutar). 

Atañnıñ balası bolma, adamnıñ balası bol 

(Sadece babanın çocuğu olma, tüm halkın çocuğu ol). 

Atanıñ ekken ağaşı urpaqqa soya (Atanın 

diktiği ağaç evlada gölgedir). 

Atası jaman alğanın jamandaydı, Tuwısı 

jamen tuwganın jamandaydı (Atası kötü olan eşini 

kötüler, soyu kötü olan akrabasını kötüler). 

Atası juwan qamşı ustap bıy bop kelgen, 

Atası kedey qamşı astında iy bol kelgen (Atası zengin 

olan kamçı tutarak bey olmuştur, atası fakir olan 

kamçı altında köle olmuştur). 

Atası juwannıñ awzi qarıs (Atası zenginin 

sözü geçer). 

Atası bar qartaymaydi (Babası olan 

yaşlanmaz). 

Atası jer jırta bilmegenninñ, balası tuqım 

sebe bilmes (Atası toprağı süremeyenin, çocuğu 

tohum ekemez). 

Atasız üy-batasız, anasız üy-panasız (Atasız 

ev, duasız; anasız ev, korunmasızdır). 

Atasız uldıñ awzı ülken (Atasız oğlun ağzı 

bozuktur). 

Atağa balanın aldığı joq (Ataya çocuğun 

ayrıcalığı olmaz). 

Ake-aydın, ana-uya (Baba, aydındır; anne, 

yuvadır), 

Akeñ barda dos tap, atıñ barda jol tap (Baban 

varken dost bul, atın varken yol bul). 

Akeniñ tayağı tas, şeşeniñ tayağı as (Babanın 

dayağı taştır, annenin dayağı aştır). 

Akesi turıp ul söylegennen bez, şeşesi turup 

qız söylegennen bez (Babası varken oğlu konuşmasın, 

annesi varken kızı konuşmasın). 

Akesi qurdastın balası qurdas (Babası yaşıt 

olanın çocuğu da yaşıttır). 

Akesi sıylamağan kişiniñ balası  sıylamaydı 

(Babasını saymayan kişiyi çocuğu da saymaz) 

Anağa balanıñ alalığı joq (Anne çocuğunu 

ayırt etmez). 

Ana meyrimi işiñdi jılıtadı, kün meyirimi 

sırtıñdı  jılıtadı (Ana mihribanlığı gönlü ısıtır, güneş 

mihribanlığı sırtını ısıtır). 

Ana süti bolağa ari as, âri em, el meyiri erge âri 

küş, ari dem (Anne sütü çocuğa hem aş, hem ilaç, Halk 

mihribanlığı ere hem güç, hem moral). 

Analı balanıñ özi toq, anasız balanıñ közi toq, 

(Anneli çocuğun özü tok, annesiz çocuğun gözü toktur). 

Anañdı mekege üş arqalap barsañda, 

qarızınan qutıla almaysıñ (Anneni; Mekke'ye üç kere 

sırtında götürsen de borcunu ödeyemezsin). 

Ananın könili balada, balanın köñili balada. 

(Annenin gönlü çocukta, çocuğun gönlü dışarıda). 

Ana jaqsılığın awırsañ bilersiñ, qayın 

jaqsılığın qıdırsañ bilersiñ (Annenin iyiliğini hasta 

olursan bilirsin, kayın iyiliğini gezersen bilirsin). 

Ananıñ süti bal, balanıñ tili bal (Annenin sütü 

baldır, çocuğun dili de baldır). 

Anasız ömir, söngen kömir (Annesiz ömür, 

sönen kömürdür). 

Ananı aldaw aqımaqtın isi, ananı qorlaw 

aywannıñ isi. (Anneyi aldatmak ahmağın işi, anneyi 

aşağılamak hayvanın işidir). 



 

 

72 



 

bilig-1/Bahar’96 

 

Anasın emip bala özer (Annesini emerek 



çocuk büyür). 

Ana-jorağa japıraq (Anne, yaraya ilaçtır). 

Ananıñ süygen jeri otqa da küymeydi, ananın 

süygen jerine oqta tiymeydi (Annenin öptüğü yer ateşe 

de yanmaz, annenin öptüğü yerine kurşun da değmez). 

Çocuk, oğlan ve kız hakkındaki atasözleri: 

Balanı  sılaw ösiredi, qardı  qılaw ösiredi 

(Çocuğu şefkat büyütür, kar'ı ince kar büyütür). 

Balam, balım, balanıñ balası, janım (Çocuğum 

balım, çocuğumun çocuğu canımdır). 

Balam jaqsı bolsın deseñ şetke ayda, Atım 

jaqsı bolsın desen köp bayla (Çocuğum iyi olsun 

dersen başka yurda gönder, atım iyi olsun dersen çok 

bağla). 

Balanın jaqsısı qızıq, jamanı küyik (Çocuğun 

iyisi sevimli, kötüsü beladır). 

Balanın tentek bolganı üyinen, jigittin tentek 

bolğanı biyinen (Çocuğun yaramaz olması aileden, 

yiğidin yaramaz olması kadındandır). 

Bala atadan tuwadi, aqil özinen tuwadı 

(Çocuk atadan doğar, akıl kendinden doğar). 

Bala harman ülken, aşamay nardan ülken 

(Çocuk hakandan büyük, aşamay nardan büyüktür). 

Bala estigenin aytadı, körgenin isteydi 

(Çocuk işittiğini söyler, gördüğünü yapar). 

Bala jugiriwdi, jığılıwdan üyrenedı (Çocuk 

koşmayı düşerek öğrenir). 

Bala boluw parz emes, âke boluw parız 

(Çocuk olmak farz değil, baba olmak farzdır). 

Balalı üy bazar, balasız üy mazar (Çocuklu 

ev neşeli, çocuksuz ev soğuktur). 

Bala, balanın isi şala (Çocuğun işi yarım 

yamalaktır). 

Bala jasındağını umıtpaydı, taz basındağını 

umıtpaydı (Çocuk küçüklüğündekini unutmaz, kel 

başındakini unutmaz). 

Atadan bala tuwar, atasınıñ jolın quwar 

(Atadan çocuk doğar, atasının yolunu tutar). 

Atadan jagsı ul tuwsa, eliniñ qamın jeydi, 

Atadan jaman ul tuwsa, eliniñ malın jeydi (Atadan iyi 

oğlan doğarsa halkının gamını çeker, atadan kötü 

oğlan doğarsa halkının malını yer). 

Atanın öspes ulı, önbes daw dawlaydı. 

(Atanın adam olmayacak çocuğu, onulmaz davayla 

uğraşır). 

Âkeli bala maqtansaq, âkesiz bala jasqanaq 

(Babalı çocuk gururlu olur, babasız çocuk çekingen 

olur), 

Uldıñ közi jawda, qızdıñ közi bawda 



(Oğlanın gözü düşmanda, kızın gözü süste olur). 

Uldıñ qılığı tüzde, qızdıñ qılığı üyde 

(Oğlanın huyu dışarıda, kızın huyu evde anlaşılır). 

Uldıñ uyatı âkede, qizdıñ uyatı  şeşede 

(Oğlanın namusu babada, kızın namusu annede). 

Ulsız qatın  şümekke jarımas (Oğlu olmayan 

kadında sümek olmaz). 

Ulıñ jaqsı bolsın deseñ, ulı jaqsimen awıldas 

bol. Qızım jaqsı bolsın desen, qızı jaqsımen awıldas bol 

(Oğlum iyi olsun dersen oğlu iyi olanla komşu ol, kızım 

iyi olsun dersen kızı iyi olanla komşu ol). 

Ulıñ jaqsi bolsa, keliniñdi qayırar, Qızın jaqsı 

bolsa, kuweyın qayırar (Oğlun iyi olsa gelinine sahip 

çıkar, kızın iyi olsa damadına sahip çıkar). 

Ulsız üydiñ malı qayırılmaz, qizsiz üydiñ jügi 

jıyılmaz (Oğulsuz evin hayvan sürüsü toplanmaz, kızsız 

evin eşyası da toplanmaz). 

Ösirsen erke perzentti saqalına jabısar 

(Çocuğu nazlı büyütürsen sakalına yapışır). 

Jaqsı bala oylağış, jaman bala toylağış (iyi 

çocuk düşünmeyi sever, kötü çocuk oyunu sever). 

Qız bala âkesine juldız,  şeşesine kün (Kız 

çocuğu babası için yıldız, annesi için güneştir). 

Qlz qılığıman köpke jağadı (Kız 

davranışlarıyla herkesçe beğenilir). 

Qız qılığımen süykimdi, ul adebimen 

süykimdi. (Kız davranışlarıyla sevimli, oğul 

terbiyesiyle sevimli olur). 

Qız tilnbegen qarbiızben teñ (Kız dilinmeyen 

karpuz gibidir). 

Qızğa bergisiz qatın bar (Kıza bedel kadın 

var). 


Qızı minezdi bolsın, ulı önerli bolsın (Kızı iyi 

huylu olsun, oğlu hünerli olsun). 

Qızı bar awildıñ qıdırı bar (Kızı olan köyün 

hızırı olur). 

Qızdı qartşa sına, attı jigitşe sına (Kızı yaşlı 

gibi sına, atı yiğit gibi sına), 

Qızınnıñ balası, baladan tâtti anası (Kızımın 

çocuğu, çocuktan tatlı annesi). 

Qızdıñ körki-kiyim (Kızın görkemi 

giyimdir). 

Qızdıñ közi qızılda (Kız süslü şeyleri sever). 

Qızdıñ tamağı  qılday (Kızın iştahı çok 

azdır). 

Qızdıñ malı, qardıñ suwı (Kızın malı karın 

suyu gibidir). 

Qızdı el ösekşil, eskili koy öregen (Kızlı köy 

dedikoducu, keçili koyun sürüsü durmaz olur). 



 

 

  



 

73 


 

 

bilig-1/Bahar’96 

Qız quninde qızdın bari jaqsı, jaman qatın 

qaydan  şığadı (Kızlık gününde kızların hepsi iyi, fena 

kadın nereden çıkar). 

Jaksı  qız birew kelse, esik aşar, jaman qız 

birew kelse törge qaşar (İyi kız birisi geldiğinde 

kapıyı açar, kötü kız birisi geldiğinde baş köşeyi alır). 

Jaqsı qızğa ğaşık köp, jaqsi asqa qasıq köq (İyi 

kıza aşık çok, iyi aşa kaşık çoktur). 

Bala tarbiye basınan, eñbekke bawlaw 

jasınan (Çocuk eğitimi başından, çalışmayı  öğretmek 

küçükten). 

Jaqsı jiğit at qarız aladı, jaman jiğit et qarız 

aladı (İyi yiğit at borç alır, kötü yiğit et borç alır). 

Jaqsı jiğit awırsa, habar alar dosı köp, jaman 

jiğit awırsa bar dosı da şoşır kep (İyi yiğit hastalanırsa 

haber alan dostu çok olur, kötü yiğit hastalanırsa olan 

dostu da korkar). 

Jaqsı jiğit dos izdeydi, jaman jiğit as izdeydi 

(iyi yiğit dost arar, kötü yiğit aş arar) 

Jagsı jigıit iske umtılar, jaman jigit asga 

umtılar (İyi yiğit işe girişir, körü yiğit aşa girişir) 

Qızğanşaqtın gızı kuyewsiz qaladı (Kıskanç 

babanın gizi kocasız kalır). 

Jetim qızdıñ jengesi köp (Yetim kızm 

yengesi çok olur). 

Şeşege qarap qız öser, âkege qarap ul öser 

(Anneye bakarak kız büyür, Babaya bakarak oğlan 

büyür). 


Kadın,      hanım       ve      gelin 

hakkındaki atasözleri: 

Qatınsız ötüw-qate (Kadınsız geçim zordur 

(hatadır)). 

Qatın jog, bala qaydan tuwadı (Kadın 

olmayınca çocuk nereden doğar). 

Qatın ölse, balağa batar, bala ölse anağa 

batar (Kadın ölürse çocuğa zor, çocuk ölürse anneye 

zor). 


Qatın ötirik aytpaydı, qağıs estiydi (Kadın 

yalan söylemez yanlış duyar). 

Qatındı bastan, balanı jastan (Kadını baştan, 

çocuğu küçükten ele al). 

Âyeldin  şaşı uzın, ağılı  qısqa (Kadının saçı 

uzun aklı kısadır). 

Qatını sarannın qazanı qaynamaz (Hanımı 

cimri olanın kazanı kaynamaz). 

Jaqsı âyel üyine kisi kelse jargıldap jüredi (İyi 

hanım evine birisi geldiğinde iyi davranır). 

Jaqsı ayel ömiriñdi uzartadı, jaman ayel 

üstine tuz artadı  (İyi hanım ömrünü uzatır, kötü 

hanım üstüne tuz yükler). 

Jaqsı ayel, iris, jaman ayel urıs (İyi hanım; 

rızık, kötü hanım; kavga). 

Jaqsı basın jasırmaydı, jaqsı âyel asın 

jasırmaydı  (İyi insan başım gizlemez, İyi hanım aşını 

gizlemez). 

Jaqsı qatın jaman erkekti asıray aladı, Jaman 

qatındı jaqsı erkek asıray almaydı  (İyi kadın kötü 

erkeğe bakabilir, kötü kadın iyi erkeğe bakamaz). 

Jaqsı qatın jarınnın jagsısın asırar, jamanın 

jasırar (İyi kadın yarinin iyiliğini artırır, eksikliğini 

gizler). 

Jaqsı qatın qartaytpas (İyi kadın 

yaşlandırmaz). 

Jaqsı qatın zeynet, jaman qatın beynet (İyi 

kadın ziynet, kötü kadın zahmettir). 

Alganı jaqsi jigittin arqasan isin oñdaydı, 

alganı jaman jigittin arqasan sâni bolmaydı (Hanımı iyi 

yiğidin her zaman işi yolunda gider, hanımı kötü 

yiğidin her zaman işi geri döner). 

Alganı jaqsı jigittin ırısı tasar, Alganı jaman 

jigittin tuwısı qasar (Hanımı iyi yiğidin rızkı artar, 

Hanımı kötü yiğidin akrabası kaçar). 

Qatını jaman jigittin üyi mola, kuyewi jaman 

qatinın üyi qora (Hanımı kötü yiğidin evi mezar, 

kocası kötü kadınınevi ahır). 

Qatını joq üydiñ işi sürkey, erkeği joq üydiñ 

sırtı sürkey (Hanımı olmayan evin içi gariptir, Kocası 

olmayan evin dışı gariptir). 

Jarıñ jaqsı bolsa üydiñ beyis, jarıñ jaman 

bolsa üyiñ keyis (Kann iyi olursa evin cennettir, 

Karın kötü olursa evin mezardır). 

Algan jarıñ jaqsı bolsa, uyiñnen kişi ketpes, 

algan jarıñ jaman bolsa, şın dosıñda ayağı jetpes 

(Karın iyi olursa evinden misafir kesilmez, karın kötü 

olursa gerçek dostunda gelmez.) 

Ayeldi jaman deseñ, anañ onıñ işinde 

(Hanımları kötülersen annen de onun içindedir). 

Âyeldin küşi az, aylası köp (Kadının gücü 

az, hilesi çoktur). 

Erte turğan jigittiñ ırısı artıq, erte turğan 

âyeldin birisi artıq (Erken kalkan yiğidin rızkı fazla, 

erken kalkan hanımın bir işi fazladır). 

Jaqsı erdiñ işinde altınnan awır sır jatadı, 

jaqsı âyeldiñ işinde altın bastı ul jatadı  (İyi erin içinde 

ağır sır yatar, İyi hanımın içinde altın başlı  oğul 

yatar). 

Jaqsı kelin, kelin, jaman kelin ölim (iyi gelin 

gelindir, kötü gelin ölümdür). 

Jaqsı kelin qurdasıñday bolar, jaqsı ulıñ 

sırlasıñday bolar (iyi gelin arkadaşın gibi olur, iyi 

oğlan sırdaşın gibi olur). 




 

 

74 



 

bilig-1/Bahar’96 

 

Kelin, kelin, kelinbaq, kelmay jatıp sözin baq 



(gelin, gelin geline bak, gelmeden önce sözüne bak)

 

Kelin jaqsı bolsa nemeresi tatti (Gelin iyi olursa 



torunu tatlı olur).

 

Kelinniñ uyattı bolsa, berdi quday, kelini



ñ

 uyatsız 

bolsa, urdı quday (Gelinin namuslu olursa verdi Allah, 

gelinin namussuz olursa vurdu Allah)

 

Kelinniñ betin kim burın aşsa, sol ıstıq (Gelinin 



yüzünü kim önce açarsa, o sıcak görünür).

 

Diğer Akrabalar Hakkındaki Atasözleri: 

Ağası bardıñ jağası bar, inisi bardıñ tınısı bar 

(Ağabeyi olanın destekçisi var, küçük kardeşi vardın nefesi 

var).

 

Ağa adassa, ini iz kesedi (Ağabey yolunu 



şaşırırsa, kardeşleri arar).

 

Ağa âdepti bolsa, ini âdepti.



 

Apa adapte bolsa, sinili âdepti

 

(Ağabey terbiyeli olursa, erkek kardeşi terbiyeli 



olur. Ablası terbiyeli olursa, kız kardeşi terbiyeli olur).

 

Jeti atasın bilmeyen, jitimlitin belgisi (Yedi 



atasını bilmeyen, yetimliğin işaretidir).

 

Jiyen el boladı, malı bolsa ,



 

Jelke as boladı, yağı bolsa

 

(Yeğen akrabadır, malı olursa,Yelke aş olur, yağı 



olursa).

 

Atalastan awıldas jagın (Uzaktaki akrabadan 



yakındaki komşu iyidir).

 

Ağayıñdı altaw bolsañ, adam tıymeydi,



 

Tuwra jürseñ lebizin kiymeydi (Akraban

 

çok olursa, kimse dokunmaz, doğru iş yaparsa, 



lafın boş kalmaz).

 

Doğru iş yaparsan, lafın boş kalmaz).



 

Ağayın-tuwğannıñ gızığı alıs-beris,

 

Qudalıgtıñ gızığı bans-kelis



 

(Akrabanın ilişkisi alış veriş, dünürün ilişkisi 

gidiş geliş).

 

Ağayınnıñ gadırın,  ğagın bilmes, jat bilir 



(Akrabanm kıymetini, yakın bilmez, yabancı bilir).

 

Ağayınnıñ azarı bolsada, benzeri bolmaydı.



 

(Akrabanın eksikliği olsada, tanımazlığı olmaz).

 

Quda üstine guda bolsa, süyek jañarar



 

Awıl şetine awıl konsa, irge jañarar (Dünür üstene 

dünür olursa, akraba çoğalır, köyün üstüne köy yerleşirse 

komşu çoğalır).

 

Qudanıñ bergenine süyenbe, gudaydıñ bargenine 



süyen (Dünürün vereceğine dayanma, Allahın vereceğine 

dayan).


 

Eki âye-oyran

 

Eki sıyır-ayran



 

(İki hanım bela olur,

 

iki inek ayran olur).



 

Bajanağı baja körse, bası  gışıydı (Bacanağı 

bacanak görürse şakalaşmak ister).

 

Eki ayaktıda baja tatuw



 

tört ayagtıda bota tatuw

 

(insanların içinde bacanak arası iyidir



 

Hayvanların içinde botanın* arası iyidir).

 

Küyaw-jüz jıldıg, guda-mıñ jıldıg.



 

(Güvey yüz yıllıktır, dünür bin yıllıktır).

 

Ârkim süygeninin gulı (Herkes sevenin kuludur).



 

Jaqsı kelin- gızıñday, jaqsı küvey-ulıñday (iyi 

gelin; kızın gibi, iyi damat; oğlun gibidir).

 

*bota; Deve yavrusu.



 

KAYNAKLAR

 

1.   Zeyneş İSMAİL/ Muhittin GÜNEŞ, Türkçe Açıklamalı  



Kazak Atasözleri,. Engin Yayını, Haziran 1995/ 

 

Ankara.



 

 

2. B. ÂLÎMGANOV. E.ABDİRAMANOV, 



Küyew                                           

Keltir Qız Toyındı Qıl, Sanat Yayını 1994/Almatı. 

 3. 


"Qazagtm Salt Dâstürleri men Adep-Ğurıptarı"   

 4.  Seyit Kenjeahmetov "Ana Dili" Yayın Almatı 1994.  



 5.  Zeyneş İSMAİL, Kazakça Öğrenme ve  Konuşma 

Kılavuzu, Ay Basın Yayın Ankara 1993. 

Document Outline

  • KAZAKLARDA AİLE YAPISI
    • DOÇ. DR. ZEYNEŞ İSMAİL

Yüklə 131,87 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə