Batı düşünce ve siyaset tarihinde Aydınlanma ve din arasındaki ilişkinin niteliği konusu sosyal bilimler için



Yüklə 481,35 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə2/9
tarix19.10.2018
ölçüsü481,35 Kb.
#74764
1   2   3   4   5   6   7   8   9

145

sbd.anadolu.edu.tr



Cilt/

Vol

.: 17 - Sayı/

No

: 1 (143-158)                                                                                                                                            Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi  

Gay, Aydınlanma adlı klasik kitabında Aydınlanma-

yı, Modern Paganizmin Yükselişi olarak sunar. Bir 

çok araştırmacı Aydınlanmayı Hristiyanlık-karşıtı, 

Kilise-karşıtı ve hatta din-karşıtı olarak analiz etmiş-

tir (Rosenblatt, 2006, s. 283). 

Sekülerleşme, kutsalın 

reddi, inançsızlaşma 17. ve 19. Yüzyıllar arasında Av-

rupa deneyiminin temel yönlerini tanımlamak için 

yaygın bir şekilde kullanılmıştır (Whaley, 2008, s. 

176).

 Bu makalede Aydınlanmaya yönelik böyle bir 



değerlendirmenin zorunlu ve tek bir okuma olama-

yacağı araştırılacaktır. Aydınlanmanın din-karşıtı 

olduğu yönündeki yorumlar önemli oranda Fransız 

deneyiminin bir uzantısıdır ve bu yorumlar Aydın-

lanmayı yekpare bir hareket olarak görürler.

4

 Bunun 



aksine 18. Yüzyılda İngiltere, İskoçya, Almanya, İs-

viçre, Avusturya ve İtalya’da temel olarak gördüğü-

müz şey Hristiyan Aydınlanmasıdır. Aydınlanmanın 

dinin bireyselleşmesine ve böylece toplumsal haya-

tın sekülerleşmesine katkıda bulunduğu şüphesiz ki 

doğrudur. Ancak bununla birlikte, bireyselleşme ve 

sekülerleşmenin tümüyle Aydınlanmanın sonucu 

olduğunu ileri sürmek doğru olmayacaktır (Greyerz, 

2008, s. 3-4). Hatta şunu dahi söylememiz gerekir ki, 

sekülerleşme tümüyle din ya da kutsal ile karşıt ol-

mak anlamına gelmez. Basitçe din alanının dışında 

dünyevi olana gönderme yapar. 

Aydınlanma hareketi Avrupa’da her yerde Fransa’da 

olduğu gibi din ve kilise eleştirisi olarak gelişme-

miştir. Fransa’da görülen kilise ve bunun üzerinden 

gerçekleştiğini söyleyebileceğimiz din eleştirisini 

Fransa’nın Katolikliğine bağlamamız mümkündür. 

Katolikliğin ve papalığın 18. Yüzyıl toplumundaki 

olumsuz hatıraları ve mevcut dini yapıların yeni çağın 

yaşam gerekliliklerini karşılayamaması Fransız ente-

lektüellerini kilise ve dine yönelik bu sert tavra yö-

neltmiştir. Hatta spekülatif bir yargıyla, eğer Fransa’da 

Protestanlık dikkate değer bir taban bulmuş olsaydı 

kilise ve din eleştirisinin bu denli yoğun olmayabile-

ceği iddia edilebilir. Bu nedenle Avrupa siyasetinde 

din ve modernite/Aydınlanma arasında yaşanan ilişki 

ve gerilimin bir Katoliklik ve Protestanlık meselesi ol-

duğu ileri sürülebilir. Fransa gibi Katolik ülkelerde bu 

ilişki daha çok çatışma içerirken, İskoçya, İngiltere ve 

Amerika gibi Protestan örneklerde daha uzlaşımsal 

Belirtmemiz gerekir ki, Fransa dahi tekil bir okumaya tabi tu-



tulamaz. Hristiyanlığın Fransız Aydınlanmasının gelişiminde 

şimdiye kadar kabul edildiğinin aksine daha çok rol oynadı-

ğına dair 1980’lerden itibaren çalışmalar yapılmaktadır. Özel-

likle Jansenistler ve Fransız Aydınlanması arasında ilişkiler 

dikkat çekici bir örnektir. Devrim sonrasında da, 

Fransız kar-

şı-devriminde dinin rolü yine önemli bir konudur (Whaley, 

2008, s. 179).

bir ilişki söz konusudur. Mesela Almanya’da Aydın-

lanma kilise içinde gerçekleşen bir reform hareketi-

dir. Bir anlamda Locke’un Almanya’daki benzeri olan 

Christian Wolff Hristiyanların akla aykırı gerçekleri 

kabul etmemesini önerir. Ona göre Hristiyanlık akli 

bir dindi. Lehner’in (2010, s. 1) ifade ettiği gibi, 18. 

Yüzyılın dini düşünürleri ve onların entelektüel ve si-

yasal yaşama katkılarına yönelik tarih çalışmalarında 

bir değişim görülmektedir. Aydınlanmanın dini tara-

fı keşfedilmiştir ve modern kültürün seküler olduğu 

kadar dini köklere de sahip olduğu yönünde bir kanı 

ortaya çıkmıştır. Örnek olarak Henry May Ameri-

kan Aydınlanması üzerine olan kitabını “din olarak 

Aydınlanma” çalışması olarak sunmuştur. Gertrude 

Himmelfarb’ın erdem üzerine vurgusu onu Britanya 

ve Amerikan Aydınlanmalarında dinin rolüne odak-

lanmaya götürmüştür (Torre, 2008, s. xiii). Açıkçası 

Protestanlık ve Katoliklik açısından dini bir Aydın-

lanmanın varlığı inşa edilmektedir.

5

 



Batı tarihinde din ve Aydınlanma ilişkisini anlamak 

için ortaçağlardan beri yaşanan süreci dikkatli oku-

mak gerekir. Bu makalede bu sürecin bir değerlendir-

mesi yapılmayacaktır. Ancak şunun belirtilmesi ge-

rekir; Batı tarihindeki Ortaçağ deneyiminde din her 

alanı kapsamış ve kuşatmış, farklı toplumsallıklara 

açık bir alan bırakmamıştı. İlginç bir örnek üzerin-

den bakılacak olursa, Ortaçağ’ın başlarında 1179 ta-

rihinde Üçüncü Lateran Konseyi’nde tüm heretikler 

lanetlemiş, onları öldürenlere, esir alanlara ve onla-

rın mülkiyetlerini ele geçirenlere ruhani ödüller vaat 

edilmiştir.  Örnekleri artırılabilecek bu sürecin orga-

nize olmuş dine yani Katolikliğe karşı bir tepkiye yol 

açması kaçınılmazdı. Protestanlığın ortaya çıkmasıy-

la uzun yıllar süren dini çatışma bir anlamda seküler 

karar vermeyi zorunlu duruma getirmişti. Ayrıca Ka-

toliklik ile mutlakıyet arasında bağlantı kurulduğun-

dan


6

 din veya daha doğru bir ifadeyle kilise eleştirisi 

Örnek olarak, Katolik Aydınlanması Katolikliğin akademik ve 



siyasal elitlere cazip olabileceğini, rasyonalite ile uyumlu ola-

bileceğini göstermeye, ekonomi, bilim ve anayasal değişimler-

deki modern teorileri kucaklamaya çalışmıştır. Katolik Aydın-

lanması terimi 1908 yılında Alman kilise tarihçisi Sebastian 

Merkle tarafından tarih yazımına sokulmakla birlikte, 1970’li 

yıllara kadar Katolik Aydınlanması Kilise-dışı tarihçiler tara-

fından araştırmaya değer bir olgu olarak görülmemiştir. 1960 

ve 1970’lerde ‘aydınlanmış Katoliklik’ ifadesinin kullanılması 

yaygındı. Ancak bu kavram araştırmacıların Katoliklik içe-

risindeki sekülerleşme eğilimlerine odaklanarak daralmaya 

neden olmuş, dini canlanmaları gölgede bırakmıştır (Lehner, 

2010, s. 3-6).

Avrupa’da mutlakıyetçiliğin Katoliklikle eşitlenmesi Protes-



tanlar arasında yaygın bir kanaat olmuştur (Jacob, 2006, s. 

266).



Yüklə 481,35 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə