Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi
Seri: A, Sayı: 1, Yıl: 2006, ISSN: 1302-7085,
Sayfa: 33-45
ARDIÇ TOHUMUNUN ÇİMLENDİRİLME OLANAKLARI
Ünal ELER
1
Ahmet ÇETİN
2
1
SDÜ Orman Fakültesi (Emekli) Isparta, unaleler@hotmail.com
2
Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü Antalya, ahmetcetin52@yahoo.com
ÖZET
Ülkemizde geniş yayılış alanı bulunan ardıç, önemli bir orman ağacımızdır. Uzun
yıllardan beri devam eden ağır baskı nedeniyle, ardıç ormanlarımızda yaşlı, kuruluşları
bozuk meşcereler yer almaktadır. Bu alanların gençleştirilmesi gerekmektedir.
Gençleştirme çalışmalarında tohum önemli bir öğedir. Ardıcın tohumunun çimlenme engeli
sorunu vardır. Çimlenme engelinin aşılması ve fidan yüzdesinin yükseltilmesi konusunda
farklı araştırmalar yapılmıştır. Fakat sorun henüz çözümlenebilmiş değildir. Konu üzerine
tekrar eğilerek, başka işlemleri de deneyip, yeterli düzeyde çimlenme elde edebilmek
amacıyla bu çalışmaya girilmiştir. Önemli sorunun sağlam tohum azlığından kaynaklandığı
anlaşılmıştır. Gerekli mücadele yapılarak, yeterli düzeyde sağlam tohum elde
edilebildiğinde, ağaçlandırma için gerekli fidanın üretilebileceği; tohumların doğal
gençleştirmede tohum takviyesinde kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Ardıç tohumu, Çimlenme engeli, İşlemler.
STUDIES ON GERMINATION OF JUNIPER SEEDS
ABSTRACT
Juniper is a major tree species with a wast natural distribution area in Turkey. The
present juniper forests mostly consist of overmature stands with poor structures, because
they have been subject to degradation for many years. These poor stands need to be
regenerated. Seed harvest is an important factor in the regeneration works. Germination of
juniper seed is inhibited and may take some years. Researches have so far been carried out
in order to study and overcome the inhibition and increasing the persentage of germination
by various researches. But the problem is still not be solved. The present research was
commenced to test all of with some other treatments of juniper seeds in order to improve
the germination rate. The results have revealed that the problem is generated by the low
percentage of sound seeds in a given seed lot. It has been concluded that when a sufficient
proportion of sound seed is obtained, enough juniper seedlings can be produced for
plantation and these seeds will be used for seeding in natural regeneration areas.
Keywords: Juniper seed, Inhibition of germination, Treatments.
S D Ü O R M A N F A K Ü L T E S
İ
D E R G
İ
S
İ
34
1. GİRİŞ
Ardıç, ülkemizde geniş yayılış alanı bulunan, asal orman ağacımızdır. Sığ, fakir,
taşlık–kayalık alanlarda yetişebilen, kanaatkar bir ağaçtır. Uzun yıllardan beri,
değerli odunu ve denetimsiz aşırı otlatma baskısı nedeniyle, çok tahribata
uğramıştır. Günümüzde ardıç ormanları yaşlı, kuruluşları bozuk, kapalılığı çok
düşük meşcerelerden oluşmaktadır. Gençleştirme sorunu çözümlenememiş
olduğundan, ardıç alanları amenajman planlarında üretim dışına çıkarılmıştır.
Kokulu ardıçta (Juniperus foeditissima Willd.) daha ileri yaşlarda olmasına
karşılık, boylu ardıçta (Juniperus excelsa Bieb.) 80 yaşından sonra öz çürüklüğü
başlamaktadır (Eler, 1988). Odunu daha değerli olduğu, keçiler iğne yapraklarını
severek yediklerinden, kokulu ardıç daha fazla tahribata uğramıştır. Bu gün var
olan meşcerelerde kokulu ardıç azınlıktadır. Genellikle boylu ardıçtan oluşan yaşlı
meşcereleri bu hali ile koruyarak, kuruluşlarını iyileştirebilmek, potansiyel verimi
alabilmek ve devamlılığını sağlayabilmek mümkün görülmemektedir.
Ardıç meşcerelerinin gençleştirilerek, kuruluşlarının normale dönüştürülmesi ve
potansiyel verime olabildiğince ulaşılması gerekmektedir. Ardıcın yayılış alanında
arazi koşulları genellikle ağaçlandırma yapılmasına uygun değildir. Doğal
gençleştirme için sahayı tohumlayabilecek yeterli nitelikte ağaç sayısı çok düşük
düzeydedir. Bu nedenle, uygun yerlerde ağaçlandırma yapılabilmesi için fidan elde
edilmesinde, doğal gençleştirmede de tohum takviyesi ve ekim yoluyla boşlukların
doldurulmasında, tohuma ihtiyaç bulunmaktadır.
Ardıç tohumunun çimlenme engeli vardır. Yıllayan tohumlara sahiptir.
Çimlenme sürenin kısaltılması ve çimlenme yüzdesinin artırılabilmesi için bir çok
araştırma yapılmıştır. Bu konuda yabancı yayın oldukça fazladır (Anonim, 1974).
Fakat türler değişiktir. Ardıcın daimi yeşil ağaç, ağaççık ve çalı formunda 50 türü
bulunduğu bildirilmektedir (Johnsen ve Alexander, 1974). Ülkemiz ardıç türlerinin
tohumu ile ilgili araştırmalar ve yayınlar yapılmıştır (Pejoski, 1954; Alpacar,
1988). Konu ile doğrudan ilgili araştırma çalışmasında beklenen sonuç
alınamamıştır (Alpacar, 1988). Nedeni, değişik sıcaklık derecelerinde
çalışılamamış olmasına bağlanmıştır. Ancak, yayında dolu tohum yüzdesinin çok
düşük olduğuna da değinilmiştir.
Gültekin vd. (2003), Boylu ardıç tohumlarına ekimden önce uygulanabilecek
basit bazı sınıflandırma yöntemlerinin çimlenmeye olan etkilerini araştırmış ve
Boylu ardıç fidanı üretiminde, tohumların suda yüzdürülerek
sınıflandırılabileceğini; yüzen tohumların dibe çökenle kıyasla daha fazla
çimlenme kabiliyetine sahip oldukları ortaya çıkmıştır.
Gültekin vd. (2003), Küçük Kozalaklı Katran Ardıcı tohumlarının çimlenme
engellerinin giderilmesine yönelik uygun yöntemlerin belirlenmesine çalışılmıştır.
Bu amaçla ekimden önce tohumları mekanik zedeleme ve farklı kimyasal
maddelerle ön işlemler uygulanmış ve polietilen örtü koşulları altında ekilen
tohumların çimlenmesine etkileri araştırılmıştır. Yine Gültekin vd. (2003)
tarafından Kokulu Ardıç (Juniperus foetidissima Willd.) tohumlarının çimlenme
engellerinin giderilmesinde kullanılan bazı ön işlemler ile ekim zamanının
ARDIÇ TOHUMUNUN Ç
İ
MLEND
İ
R
İ
LME OLANAKLARI
35
çimlenme üzerine olan etkileri araştırılmıştır. Boylu Ardıçta en uygun ekim
derinliğinin 2 mm ve Küçük Kozalaklı Katran Ardıcında ise ekim derinliğinin
tohum kapatma materyaline göre ayarlanması gerektiği belirtilmektedir.
Avşar (2004) tarafından yapılan bir araştırmada; Kahramanmaraş Tekir
yöresindeki bir boylu ardıç meşceresinden toplanan kozalaklarda ortalama tohum
sayısının 5.83-8.44 adet, dolu tohum sayısının 0.39-1.88 adet ve dolu tohum
oranının %4.70-25.94 arasında değiştiği belirlenmiştir.
Ardıç tohumunun çimlenme engelinin aşılabilmesi amacıyla, o güne kadar
yapılmış olanlara ilave diğer bazı değişik işlemleri de denemek ve sonuçları
incelemek düşüncesiyle 1984 yılında bu çalışmaya başlanmıştır. Çok değişik
işlemler uygulanmasına karşın, beklenen sonuç alınamamıştır. Çalışma ilerleyip,
yeni gözlem sonuçları ve deneyim elde edildiğinde, sorunun tümü ile tohum
kabuğu ve embriyodan gelen çimlenme engeline bağlanmasının yanlış olduğu;
sağlam görülen tohumlarda embriyo bulunmaması nedeniyle, çimlenme yüzdesinin
çok düşük çıktığı anlaşılmıştır.
Ardıcın tohum ve kozalağında zarar yapan böceklerin, çimlenme yeteneğinde
embriyo oranını yok denilebilecek düzeylere düşürebildiği ortaya çıkmıştır.
Zararlılara karşı mücadele yapılarak, durum incelenmek istenmiştir. Klasik
mücadele uygulanan ağaçlardan elde edilen tohumlarda kesme deneyi ile bulunan
sağlam embriyo sayılarında bir miktar artma olmakla birlikte, anlamlı fark
çıkmamıştır.
Konunun bu yöne yoğunlaştırılması gerektiği anlaşılmıştır. Uygun mücadele
yapılarak, yeterli düzeyde sağlam tohum bulunabildiğinde, doğal gençleştirmede
tohum takviyesi, boşluklara ekim, tüplü ardıç fidanı yetiştirilip uygun yerlerde
ağaçlandırma çalışmaları ve tamamlama dikimleri için kullanılabileceği; sonuçta,
ardıç meşcereleri gençleştirilerek, kuruluşlarının iyileştirilebileceği görülmüştür.
Çalışmanın bu hali ile yayınlanmasının yararlı olabileceği düşünülmüştür.
2. ARDIÇ ORMANLARIMIZIN DURUMU
Ülkemizde geniş alanlar kaplayan ardıç ormanlarının aktüel durumu ile normal
kuruluşta meşcereler oluşturulabilse elde edilebilecek verim düşünüldüğünde,
ortaya çıkan ekonomik kayıplar önemli boyutlara ulaşmaktadır.
Ormanlarımızın, 1940’lı yıllarda % 3.5 (Yiğitoğlu, 1941), 1960’lı yıllarda % 3.5
(Soykan, 1969) kadarının saf veya karışık ardıç meşcereleri ile kaplı olduğu
bildirilmiştir. En son yayına göre, ülkemizde 80 146 hektar normal koru, 1 149 034
hektar bozuk koru, 11 307 ha da baltalıklar içerisinde olmak üzere toplam 1 240
487 ha ardıç alanı bulunmaktadır (Anonim, 2001).
Ardıç ormanlarımızda çoğunluğu boylu ardıç oluşturmaktadır. Bu türde 80
yaşından sonra öz çürüklüğü başlamaktadır. Var olan meşcerelerde bulunan
bireyler genellikle yaşlı ve çok yaşlı olduklarından, bu gövdeler uzun zaman daha
ayakta kalamazlar. Bir süre sonra, çürüme nedeniyle sahadan ayrılacaklardır.
S D Ü O R M A N F A K Ü L T E S
İ
D E R G
İ
S
İ
36
Amenajman planlarında ardıç alanları üretim ormanı dışına çıkarılmakta,
buralarda hiçbir işlem yapılmaksızın, korunmaları öngörülmektedir. Ancak, ortaya
çıkan ekonomik kayıplar yanında, biyolojik olarak da bu ormanların bir işlem
yapılmadan, korunarak devamlılığın sağlanması mümkün değildir. Sorunun
çözümlenebilmesi için gençleştirilmeleri kaçınılmazdır.
2.1. Ardıcın Türkiye’de Yayılışı
Ardıcın Türkiye’de doğal olarak bulunan şu türleri vardır (Kayacık, 1965):
Juniperus excelsa Bieb. : Boylu Ardıç
“ foetidissima Willd. : Kokar Ardıç
“ oxycedrus L. : Katran Ardıcı
“ phoeniceae L. : Finike Ardıcı
“ sabina L. : Sabin Ardıcı
Bu türler içinde, ülkemizde geniş alanlarda, meşcereler halinde bulunabilen tür,
boylu ardıçtır. Kokulu ardıç (kokar ardıç) genellikle tek ağaç (münferit) ya da
kümeler halinde karışıklığa katılır durumdadır.
Ardıç türlerimizin ülkemizde yayılış alanı geniştir (Pamay, 1955; Müderrisoğlu,
1971; Eliçin, 1977). Kıyı şeridinden İç Anadolu stebine doğru, işletme sınıfı
oluşturabilecek biçimde, saf ve karışık olarak bulunur. Diğer yerlerde, karışıklığa
katılmayacak oranda, serpili, yer yer de küçük saf meşcereler halindedir (Aykın,
1978). Boylu ardıç, güneyde Akdeniz’e bakan yamaçlarda ılıman kışları olan
“Akdeniz Formasyonu“ sınırlarına kadar iner. Toroslar’ın iç ve dış yamaçlarında,
genellikle saf olarak, geniş ormanlar meydana getirir (Saatçioğlu, 1976).
2.2. Ardıç Ormanlarının Kuruluşları ve Verim Gücü
Ardıç ormanlarımız kuruluşları bozulmuş, verim gücü çok düşük meşcerelerden
oluşmaktadır. İyi durumdaki ardıç meşcereleri azınlıktadır. Normal kuruluşta, orta
bonitette 100 yaşında boylu ardıç meşceresinin 188.5 m
3
/ha hacim taşıyabileceği
(Eler, 1988, Ek IV) dikkate alındığında, büyük bir potansiyel bulunduğu
görülmektedir.
Bu nedenle, ardıç ormanlarımız önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ekonomik kayıpları olabildiğince azaltabilmek için, zaman yitirilmeden konuya
gerekli önem verilmeli ve çok yönlü çalışmalar yapılmalıdır.
2.3. Ardıç Tohumunun Özellikleri
Ardıç tohumu konusunda yabancı yayınlar bulunmaktadır. Bunlardan
yararlanılabileceği düşüncesiyle, bir kaçına kaynakçada yer verilmiştir. Bu
çalışmanın amacı ve kapsamı, ülkemizin doğal ardıç türlerinden, ormanlarımızda
saf ya da karışık olarak meşcereler halinde bulunan boylu ardıç ve kokulu ardıçta
durumun incelenmesidir. Bu türlerin tohumlarıyla ilgili araştırmalardan elde edilen
bulgular yayınlarda verilmiştir (Pejoski, 1954; Alpacar, 1988). Bu iki türde kozalak
rengi ve boyutları arasında belirgin bir fark görülmemektedir. Boylu ardıçta
ARDIÇ TOHUMUNUN Ç
İ
MLEND
İ
R
İ
LME OLANAKLARI
37
kozalağın içinde ortalama 5–6 tohum bulunur (bu sayının 13’e kadar çıkabildiği
görülmüştür). Kokulu ardıçta ise bu sayı 1 veya 2, nadiren de 3 olmaktadır.
Tohumlar “yıllayan tohum“ sınıfındandırlar. Çimlenme engeli vardır.
Embriyodan kaynaklandığı düşünülen engel ve tohum kabuğunun kalın, su
geçirmez olması nedenleriyle, tohumlar bir süre beklemekte, daha sonra uygun
ortam bulduklarında çimlenmektedirler.
Genellikle sağlam tohum yüzdesi çok düşüktür. Tohum zararlısı böcekler ardıç
ormanlarında tohumda önemli zarar meydana getirmektedirler. Burada ilginç bir
durumla karşılaşılmaktadır. Sağlıklı görülen kozalaklardan çıkarılan, dış görünümü
ile sağlam zannedilen, yüzdürme deneyinde dibe çöken tohumların pek çoğu,
kesme deneyinde boş veya embriyosu tahrip edilmiş çıkabilmektedir. Yörelere göre
sağlam tohum yüzdesi fark gösterebilmektedir. Yine yıllar için değişik rakamlarla
karşılaşılabilmektedir. Bu olguların, zararlının az ya da fazla etkili olmasından
kaynaklandığı görüşünü güçlendirmektedir.
1984 yılında başlanıp 1993 yılı sonuna kadar süren bu çalışmada, başlangıçta, o
güne dek yapılmış araştırmalar ve yayınlarda üzerinde ısrarla durulduğu gibi,
çimlenme engeli konusuna ağırlık verilmiştir. Daha sonraki yıllarda, sağlam tohum
olarak işleme sokulan tohumlara kesme deneyi uygulandığında, bunların boş
oldukları görülmüştür. Çalışmanın sürdürülebilmesi için sağlam tohum bulmakta
güçlüklerle karşılaşılmıştır. İşlem yapmadan önce, dolu tohum yüzdesini
belirlemek amacıyla uygulanan kesme deneyinde, sağlam tohum yüzdesinin, bazı
yıllarda yok denecek düzeyde olduğu görülmüştür. Ardıç sorununun
çözümlenebilmesi için önce sağlam tohum kaynağının elde edilmesinin başarılması
gerekmektedir.
3. MATERYAL ve YÖNTEM
Değişik yörelerden (Elmalı Sedir Araştırma Ormanı ve Elmalı Orman İşletme
Müdürlüğü Avlan İşletme Şefliği) taç durumu düzgün, sağlıklı, olabildiğince genç
ağaçlardan toplanan kozalaklardan elde edilen tohumlarla, çalışmaya 10 yıl devam
edilmiştir.
3.1. Tohum Toplanması
Ardıç tohumu iki yılda olgunlaşmaktadır. Tohumun olgunlaşma zamanı bakı,
rakım vb., fizyografik koşullara bağlı olarak ikinci yılda ekim-kasım aylarıdır. Bu
tarihlerde bir yıllık ve olgun kozalaklar kolaylıkla ayırt edilebilmektedir.
Olgunlaşmış kozalaklar laciverte dönüşmüş koyu renkte, bir yıllık olanlar henüz
yeşil durumdadırlar.
Tacın değişik yerlerinden farklı yönlerden, özellikle ışık alan bölümlerinden
kozalak toplanmasına özen gösterilmiştir.
Tohum kabuğunun sertliğinin, çimlenme engeli yönünden etkili olduğu
düşünüldüğünden, çalışmada erken kozalak toplanması yoluna da gidilmiş, bunun
S D Ü O R M A N F A K Ü L T E S
İ
D E R G
İ
S
İ
38
etkisi de incelenmiştir. Haziran, temmuz ve ağustos aylarında kozalak toplanıp,
bunlarda durum incelenmiştir.
3.2. Uygulanan İşlemler
Toplanan kozalakların bir bölümü hiçbir işlem yapılmadan, bir bölümü de işlem
uygulanarak ekilmiştir. Kalan yeterli sayıda kozalak, tohumun yıllama özelliği
bilindiğinden, yetişme ortamında (Yüksek zonda bulunan Elmalı Sedir Araştırma
Ormanında) depoda ve açık alanda ağaçların altında bir yıl ve iki yıl bekletilmiştir.
İkinci ve üçüncü yıllarda bu kozalaklardan elde edilen tohumlara işlemler
uygulanarak kullanılmıştır.
Tohumlara çok değişik işlemler uygulanmıştır. 10 yıl süren çalışmada, akla
gelebilecek tüm işlemler denenmiştir. Bunlar:
-Kozalak halinde doğrudan ekim;
-Kütüklerden yapılan, el değirmenine benzer bir düzenleme ile kozalaklar
ezilerek, çıkarılan tohumları ekme;
-Tohumları kahve kavurma düzenine benzer büyükçe bir silindire koyup, cam,
metal parçaları, keskin taş vb. ile birlikte çevirerek, tohum kabuğunu çizip
incelterek, bunları ekme (çevirme süresi 3, 6 ve 9 saat olarak üç düzeyde
uygulanmıştır);
-Tohum+asit (% 98.5 H
2
SO
4
ve % 33.5 HCL içinde 1, 2 ve 6 saat tutma);
-Çizilmiş tohumlar+asit;
-Katlama (1 ay ve 2 ay);
-Çizilmiş tohumlar+Katlama;
-Asit uygulanmış tohumlara katlama;
-Çizilmiş ve asit uygulanmış tohumlara katlama;
-Çizilmiş ve çizilmemiş tohumları temizlik deterjanı ile yıkama;
Tüm buraya kadar olan işlemler o yıl toplanan kozalaklar, 1 yıl, 2 yıl depoda ve
açık alanda ardıç ağaçlarının altında bekletilen kozalaklar için uygulanmıştır.
Ayrıca :
-Ardıç kuşu dışkısından elde edilen tohumlarla ekim;
-Erken toplanan kozalaklardan elde edilen tohumlarla ekim yapılmıştır.
Genellikle boş tohum oranının çok yüksek olduğu, uygulanan işlemlerden
güvenilebilir bulgular elde edilebilmesinde, bu durumun önemli sorun yarattığı
görülmüştür.
Ardıç tohumunun çimlendirilmesi araştırmasında, embriyo ve tohum
kabuğundan kaynaklanan çimlenme engelinin belirlenebilmesi ve bu engelin
kaldırılabilmesinde uygulanacak işlemlerin etkilerinin ortaya konulabilmesi için,
önce yeterli düzeyde sağlam tohum bulunması gerekmektedir. Sağlam embriyo
ARDIÇ TOHUMUNUN Ç
İ
MLEND
İ
R
İ
LME OLANAKLARI
39
olmayınca, çimlenme söz konusu edilemeyeceğinden, uygulanan işlemlerin anlamı
kalmamaktadır. Çalışma, sağlam tohum elde edilebilmesi yollarının araştırılmasına
kaydırılmıştır.
Kokulu ardıç, erkeği ve dişisi ayrı ağaçlardır. Çoğu yerde tozlaşmayı
sağlayabilecek yeterli erkek ağaç bulunmadığı gözlenmektedir. Tozlaşma
eksiğinden doğabilecek boş tohum konusunu ortadan kaldırabilmek düşüncesiyle,
erkek ve dişi çiçeklerin aynı ağaç üzerinde bulunduğu boylu ardıcın ele alınarak,
belirli ağaçlarda böcekle mücadele çalışması yapılmasının, bir etki gösterip
göstermeyeceği çalışmasına girilmiştir.
Elmalı Orman İşletmesi Avlan İşletme Şefliği ve Elmalı Sedir Araştırma
Ormanı alanlarında, beşer ağaç belirlenmiştir. Klasik mücadele yöntemi
uygulanarak, belirli zamanlarda, hazır olarak satılan çiçek ve meyve ilaçları ile
olabildiğince yakınındaki ağaçlarla birlikte ilaçlanmıştır. Fransız uzmanların
önerisi üzerine, böcekleri çiçek ve meyveden uzaklaştırma etkisi olan “Temik“
isimli pamuk ilacı da kullanılmıştır.
Boylu ardıcın tohum zararlıları konusunda yayınlar vardır (Çanakçıoğlu, 1963;
Özkazanç, 1982). Ardıcın bilinen kozalak ve tohum zararlısı Ardıç Arısı
(Megastismus juniperi Nikol’skaya (Hym.; Torymidae)‘dir. Ancak, literatür
bilgiler, gereğince mücadele yapılıp, sonuç alınabilmesi için yeterli olamamaktadır.
Etkin mücadele için, zararlının biyolojisinin ve etkili mücadelenin nasıl
yapılacağının, zaman, biçim, kullanılacak ilaç ve doz olarak ayrıntısı ile bilinmesi
gerekmektedir.
3.3. Elde Edilen Verilerin Değerlendirilmesi
Çalışmada, uygulanan işlemler için belirgin bir etki görülememiştir. Az sayıda
çimlenmelerin, işlemlerden çok, rastlantılı olarak, sağlam tohumun fazla olduğu
parsellerde meydana gelebildiği kuşkusu doğmuştur.
4. BULGULAR ve TARTIŞMA
4.1. Çimlenme Durumu
Ardıç tohumunda, böcek zararı nedeniyle, boş tohum oranının yüksek olacağı
beklendiğinden, her ekim parseline (Parsel olarak 1 m yastık alınmıştır) 1000
tohum ekilmiştir. İşlemler üç yinelemeli yapılmıştır.
Çimlenmeler % 10–20 düzeyinde kalmıştır. Kesme deneyi ile bulunan sağlam
tohum oranı, çimlenme yüzdesine paralellik göstermiştir.
4.2. Fidan Yaşama ve Gelişmesi
Fidanlıkta tohum ekiminden ilk yılda çıkan genç fideciklerde kurumalar
görülmüştür. Bunların üzerine siperleme yapıldığında, kurumalar durmuştur. Daha
sonraki yıllarda, yastıklar örtülü olarak çalışmalar yürütülmüştür.
Arazi koşullarında oluşan fidecikler çok yavaş gelişmektedir. Fidanlıkta ise
oldukça iyi gelişme gösterebilmektedirler. Bu durum, özellikle ardıç alanlarındaki
S D Ü O R M A N F A K Ü L T E S
İ
D E R G
İ
S
İ
40
su ekonomisine bağlanabilir. Su kısıtlayıcı önemli etken olduğundan, genç ardıç
fideciklerinin doğal koşullarda yaşama şansı düşük olmaktadır. Doğal gençleştirme
ve ağaçlandırma çalışmalarında tohum miktarı ve fidan sayısında, bu konunun
dikkate alınması gerekir.
4.3. Tohumun Yapısından Kaynaklanan Sorunlar
Boylu ardıç ve kokulu ardıç tohumlarının sert kabuğu bulunmaktadır. Ardıç
cinsinin tohumlarında genellikle bu durum vardır. Embriyoda uyku halinin
meydana getirdiği çimlenme engeli yanında, bu sert ve su geçirmez tohum
kabuğunun da etkisi bulunduğu görüşü yaygındır.
Çalışmada uygulanan işlemlerde, asitle işlem yapılarak ve sert maddeler
kullanılarak çizme yolu ile kabuğun inceltilmesi denenmiştir.
Depoda ve açık alanda saklama ve katlama işlemleri uygulanarak, embriyodan
gelen; asitle işlem yapılarak ve çizilerek tohum kabuğundan kaynaklanan
çimlenme engelinin giderilebilmesi konusunda, belirgin sonuç elde edilememiştir.
4.4. Zararlı Böceklerle Mücadele
Tohumlarda yüksek oranda zararlı tahribatı görüldüğünden, bir ön çalışma
anlamında, klasik mücadele yapılarak, etkisi olup olmayacağı incelenmiştir.
İlaçlama yapılan ağaçlardan elde edilen tohumlarda sağlam embriyo oranında bir
artış gözlenmektedir. Fakat istatistik analizde önemli fark çıkmamıştır.
4.5. Bulguların Tartışılması
10 yıl süren çalışmada, çelişkilerin ortaya çıktığı, bulguların doğrudan
çimlenme engelini azaltabilmek için uygulanan işlemlere bağlanamayacağı
görülmüştür. 9 saat süre ile çizme işlemi uygulanan tohumlarda bir miktar daha
fazla çimlenme elde edilmiştir. Fakat bazı kontrol parsellerde de buna yakın
çimlenme olmuştur.
Ardıç kuşunun dışkısından çıkarılan tohumlarda en fazla çimlenme
görülmüştür. Ancak, yerleşik kanı olarak bu sonucun, tohumların kuşların sindirim
organlarında fiziksel ve kimyasal işlemlere uğramasından ortaya çıktığını kabul
edebilmek mümkün görülmemiştir. Çünkü, kesme deneyinde, diğer tohumlarda
sağlam oranı çok düşük düzeylerde kalırken, kuş dışkısından elde edilen
tohumlarda bunun çok yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durum, kuşun zarara
uğramış kozalakları yememesi, tümü ile sağlam olanları seçerek bulmasından
kaynaklanmasına bağlanabilir. Bu olgu, sağlam tohum oranı yükseldiğinde, ardıç
tohumlarından yeterli çimlenme elde edilebileceği fikrini doğurmuştur.
Klasik yöntemlerle mücadele yapılmasına karar verilen ağaçlara 1990 yılından
itibaren çiçek evresinde ve hemen kozalağa döndüğü aynı yılın ilk baharında üç yıl
ilaçlama yapılmıştır. Ancak, zararlının biyolojisi, zarar yapma biçimi, etkili
mücadele şekli, ilaç ve doz bilinmediğinden, güvenilir sonuç alınamamıştır.
1993 yılı kasım ayında toplanan kozalaklardan, dış görünümü ile sağlam olduğu
tahmin edilenlere yüzdürme işlemi yapılmış, dibe çökenlere kesme deneyi
uygulanmıştır. Kozalaklardan çıkarılan tohumlarda 100 tanesi beş yinelemeli
ARDIÇ TOHUMUNUN Ç
İ
MLEND
İ
R
İ
LME OLANAKLARI
41
olarak kesilmiştir. İlaçlama yapılmış ve yapılmamış 5 ağaçtan alınan tohumlar için
bu işlem yapılarak, ortalama sağlam tohum yüzdeleri Çizelge 1’de gösterilmiştir.
Çizelge 1 incelendiğinde, ilaçlama yapılan ağaçlarda daha yüksek çimlenme
yüzdeleri olduğu görülmektedir. Bu durumun önemli fark meydana getirip
getirmediğini görebilmek için ikili karşılaştırma yapılmıştır.
Rakamlar yüzde değerleri olduğundan, açısal dönüştürme ile elde edilen
sayılarla t-testi uygulanarak; ilaçlama yapılan ve yapılmayan ağaçlardan alınan
tohumlarda, dolu tohum yüzdeleri arasında önemli bir fark olup, olmadığı
denetlenmiştir.
t=
2
2
2
1
1
2
_
1
_
2
n
s
n
s
x
x
+
−
formülünden;
t = 0.49 hesaplanmıştır. Bulunan rakam t tablo değerinden küçük olduğundan,
işlemin etkisi yönünden önemli fark meydana gelmediği anlaşılmıştır.
Çizelge 1. İki yöredeki ilaçlama yapılan ve yapılmayan ağaçlardan elde edilen boylu ardıç
tohumlarında ortalama dolu tohum yüzdesi.
İŞLEM
YER
İLAÇLI
İLAÇSIZ
Ağaç No
Dolu Tohum (%)
Ağaç No
Dolu Tohum (%)
1 50.7 1 57.0
2 56.2 2 20.9
3 64.0 3 57.7
4 69.2 4 52.8
5 50.8 5 49.1
Elmalı Avlan Orman
İşletme Şefliği
Ortalama
58.2
47.5
1 22.7 1 27.3
2 19.6 2 5.3
3 43.8 3 23.8
4 24.0 4 9.1
5 40.2 5 20.9
Elmalı Sedir
Araştırma Ormanı
Ortalama
30.1
32.4
ORTALAMA 44.2
32.4
S D Ü O R M A N F A K Ü L T E S
İ
D E R G
İ
S
İ
42
Ancak, ilaçlama yapılan ağaçlardan alınan tohumlarda ilaçlama yapılmayanlara
oranla, dolu tohum yüzdesinde az da olsa bir artış görülmüştür. Bu durum 1400 m
yükseklikteki Sedir Araştırma Ormanı alanındaki ağaçlarda daha belirgindir.
Ancak, önceki yıllarda dolu tohum yüzdesi yok denebilecek düzeylerde olmasına
karşılık 1993 yılı sonunda toplanan kozalaklarda, ilaçlama yapılan ağaçlarda biraz
daha fazla olmakla birlikte, ilaçlama yapılmayanlarda da ortalama % 30 dolayında
dolu tohum bulunması dikkat çekicidir.
Zararlı böceklerin üremesinde etkili olan iklim faktörleri sıcaklık ve yağıştır.
Ardıç kozalak ve tohumuna zarar veren Megastismus sp. böceklerin yaşam devresi
içerisinde, en düşük sıcaklık, ve yağış değerlerinin, böceğin üremesi ve buna
paralel olarak zarar yapması üzerinde etkili olacağı düşünülebilir. Çalışmaya
başlanan 1984 yılında sonbaharda toplanan kozalakların çiçek evresi 1982 yılı
ilkbaharıdır. Bir önceki yıl da dikkate alınarak, meteoroloji kayıtları
incelendiğinde, sıcaklık ve yağışın böceğin üremesine uygun olduğu, buna karşılık,
ilaçlama çalışması yapılarak 1993 Kasım ayında toplanan kozalaklar için koşulların
olumsuz bulunduğu görülmüştür.
Çalışmada 1984 yılında toplanan kozalaklar üçe bölünerek, bir bölümü işlem
yapılıp, o yıl ekilmiş; kalan iki bölüm 1985 ve 1986 yıllarında kullanılmıştır.
Sonuçlar beklendiğinden, 1987 ve 1988 yıllarında kozalak toplama ve ekim işi
yapılmamıştır. Kullanılan tohumlar 1982 ve 1983 yıllarının koşullarına bağlı
kalmıştır. Meteoroloji kayıtları bu tarihlerde zararlının çok miktarda üreme
yapabilmesine uygun görülmektedir. Sağlam tohum yüzdesinin düşük olmasında
bu durumun etkili olabileceği düşünülebilir.
Ardıç tohumunun çimlendirilmesinde, yüzdenin düşük olmasının, sağlam tohum
oranından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu durum üzerinde tohum zararlıları
etkili olduklarından, bunlarla mücadele edilerek, dolu tohum oranı mümkün ölçüde
artırılmalıdır. Bilinçli ve uygun mücadele yapılmadığında, beklenen yarar
sağlanamayacağı gibi, parazit ve yırtıcılarının yok edilmesine yol açılarak, daha da
olumsuz durumlar yaratılabilir.
Konunun ele alınarak, zararlıların tanımı, biyolojilerinin ve zarar şekillerinin
ayrıntılı biçimde açıklığa kavuşturulması, parazit ve yırtıcılarının belirlenmesi, en
uygun ilaç ve mücadele yönteminin ortaya konulması gerekmektedir. Elde edilecek
sonuçlarla, dolu tohum yüzdesi yeterli düzeye ulaştırılabildiğinde, embriyo ve
tohum kabuğundan kaynaklanan çimlenme engelinin aşılmasında uygulanacak
işlemlerin etkisi, güvenilir biçimde incelenebilecektir.
5. SONUÇ ve ÖNERİLER
Bu çalışmada dolu tohum yüzdesinin çok düşük olduğu görülmüştür. Zararlının
bilinen ve beklenenin üstünde tahribat meydana getirdiği, bazı yıllarda dolu tohum
yüzdesinin yok denilebilecek düzeylere inebildiği ortaya çıkmıştır. Bu durumda,
embriyo ve tohum kabuğundan kaynaklanan çimlenme engelinin aşılması ve
konunun açıklığa kavuşturulabilmesi için girişilen araştırma çalışmasında elde
ARDIÇ TOHUMUNUN Ç
İ
MLEND
İ
R
İ
LME OLANAKLARI
43
edilen çok düşük çimlenme yüzdelerinin, çimlenebilir tohum oranından
kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Ardıç tohumuna arız olan zararlılar konusuna yayınlarda değinilmektedir. Fakat
bilinçli mücadele yapılabilmesi için zararlının biyolojisi, zarar şekli, zamanı, etkili
ilaç ve mücadele yönteminin ayrıntılı biçimde bilinmesi gerekmektedir. Bu konu
çözümlenip, yeterli tohum elde edilebildiğinde, ardıç alanları ekim–dikim yoluyla
gençleştirilebilecektir.
Aktüel durum ile potansiyel verim dikkate alındığında, ardıç ormanlarımızda
büyük bir ekonomik kayıp söz konusudur. Ayrıca, daha uzun süreler için ardıç
ormanlarının bu hali ile korunarak devamlılıklarının sağlanması da mümkün
görülmemektedir. Alanlar giderek daha da bozulacak, var olan gövdeler yaşlanarak
çürüyüp ölerek sahayı terk edeceklerdir. Konu bu yönü ile daha da önem
kazanmaktadır. Ardıç meşcerelerinin dikkatli ve sabırlı çalışmalarla
gençleştirilmesi gerekmektedir.
Tohum meşcereleri belirlenmeli, böcekle mücadele edilerek, sağlam tohum
oranı yükseltilmelidir. Yüzdürme deneyi ile sağlam tohumların ekimine çalışılmalı,
fidan yüzdesi artırılmalıdır. Ardıcın fidanlık tekniği üzerinde son zamanlarda
yapılan çalışmalar daha da çoğaltılmalı; tutma ve yaşam yüzdesi artırılmaya
çalışılmalıdır. Ardıç alanları korunarak, var olan bireyler, korununca gelişip, gövde
yapan fertler; boşluklara tohum ekimi ve fidan dikimi ile getirilecek gençlik ile
kombine biçimde, bozuk ardıç sahalarının verimli duruma getirilmesine
çalışılmalıdır.
Ardıç alanları geçleştirilerek verimli duruma getirildiğinde, ortaya çıkacak ülke
ekonomisine katkı, büyük boyutlara ulaşır. Ardıç ormanlarımızın alanı, normal
koru 80 146 ha, bozuk koru 1 149 034 ha, baltalıklar içerisinde 11 307 ha olmak
üzere, toplam 1 240 487 hektardır. Ardıç hasılat tablosunda orta bonitette 100
yaşında yıllık artım 1.6 metreküptür (Eler, 1988, EK- IV). Bozuk ardıç alanlarında
yıllık artım kaybı söz konusudur. Bunun parasal değeri çok yüksektir.
Sahanın tümü ile kısa sürede verimli duruma getirilerek, normal kuruluşa
ulaştırılabileceği beklenmez. Ancak, ormancılıkta genel ortalama artım esas
olduğundan, gençleştirilerek verimli hale getirilen her hektar alan, artım
sağlayabilecektir. Ardıç hasılat tablosundan elde edilen hacım ve hacım artımı
değerleri, kendi haline büyümüş doğal ormanlar için geçerlidir. Düzenli bakım
rejimi ile yetiştirilecek yeni ardıç meşcerelerinde, daha yüksek verime
ulaşılabileceği de bilinen bir gerçektir.
Konu, üzerinde zaman yitirilmeden çalışılmasına; elde edilecek sonuçlarla,
ardıç alanlarının mümkün olan en kısa sürede verimli duruma getirilebilmeleri için
para, zaman ve emek olarak, giderlerin harcanmasına değer görülmektedir.
S D Ü O R M A N F A K Ü L T E S
İ
D E R G
İ
S
İ
44
KAYNAKLAR
Alpacar, G. 1988. Ardıç (Juniperus excelsa Bieb., J. Foetidissima Wild., J. Oxycedrus L.,
J.Drupaceae Labill.) Tohumlarının Çimlenme Engelini Giderici Yöntemlerin Araştırılması
Kozalak ve Tohumuna İlişkin Morfolojik Özellikler, Ormancılık Araştırma Enstitüsü Teknik
Bülten No: 197, ,Ankara.
Anonim, 1974. Seeds of Woody Plants in The United States, Forest Service, U.S. Department of
Agriculture, Washington D. C., USA.
Anonim, 2001. Ormancılık. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Özel İhtisas Komisyonu Raporu,
DPT Yayın No:2531, Ankara.
Avşar, M.D., 2004. Kahramanmaraş-Tekir Yöresindeki Bir Boylu Ardıç (Juniperus excelsa Bieb.)
Meşceresinde Kozalaktaki Tohum Sayısı, Dolu Tohum Sayısı ve Oranının Ağaçlara Göre
Değişimi ve Bu Özellikler Arasındaki İlişkiler, KSÜ Fen ve Mühendislik Dergisi, Cilt:7, Sayı:1,
Kahramanmaraş.
Aykın, R. 1978. Ardıç Çift Girişli Kabuklu Gövde Hacım Tablosu, Ormancılık Araştırma Enstitüsü
Dergisi, Sayı: 1, Ankara.
Çanakçıoğlu, H. 1963. Orman Ağaçlarının Tohumlarına Arız Olan Böcekler ve Bazı Önemli Türlerin
Mücadeleleri Üzerine Araştırmalar. Orman Genel. Müdürlüğü. Yayını No: 343, Ankara.
Çanakçıoğlu, H. 1983. Orman Entomolojisi Özel Bölüm. İ.Ü. Orman Fakültesi Yayını No: 349,
İstanbul.
Eler, Ü. 1988. Türkiye’de Boylu Ardıç (Juniperus excelsa Bieb.) Ormanlarında Hasılat Araştırmaları,
Ormancılık Araştırma Enstitüsü Teknik Bülten No: 192, Ankara.
Eler,Ü., Karakuş, R. 2002. Ardıcın Doğal Gençleştirilmesi. Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma
Müdürlüğü Dergisi, Sayı 4, Antalya.
Eliçin, G. 1977. Türkiye Doğal Ardıç (Juniperus L.) Taksonlarının Yayılışları ile Önemli Morfolojik
ve Anatomik Özellikleri Üzerine Araştırmalar. İ.Ü. Orman Fakültesi Yayını No: 232, İstanbul
Gülcü, S., Gültekin H.C. 2005. Boylu Ardıç (Juniperus excelsa Bieb.) ve Küçük Kozalaklı Katran
Ardıcında (Juniperus oxycedrus L.) Uygun Ekim Yöntemlerinin Belirlenmesi. SDÜ Orman
Fakültesi Dergisi, Seri:A, Sayı:1, s.37-48.
Gültekin, H.C., Gülcü S., Gültekin, Ü.G., Divrik, A. 2003., Boylu Ardıç (Juniperus excelsa Bieb.)
Tohumlarına Ekimden Önce Uygulanabilecek Bazı Basit Sınıflandırma Yöntemlerinin
Çimlenmeye Olan Etkilerinin Belirlenmesi Üzerine Araştırmalar. K.Ü. Artin Orman Fakültesi
Dergisi, Cilt:4, Sayı:1-2, Artvin.
Gültekin, H.C., Öztürk, H., Gülcü S., Divrik, A. 2003. Küçük Kozalaklı Katran Ardıcı (Juniperus
oxycedrus L. subsp. oxycedrus) Tohumlarının Çimlenme Engellerinin Giderilmesi Üzerine
Araştırmalar. SDÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, Cilt:7, Sayı:3, Isparta.
Gültekin, H.C., Gülcü, S., Gezer, A., Öztürk, H. 2003. Kokulu Ardıç (Juniperus Foetidissima Willd.)
Tohumlarının Çimlenme Engellerinin Giderilmesi Kullanılan Bazı Ön İşlemler İle Ekim
Zamanının Çimlenme Üzerine Olan Etkilerinin Araştırılması, SDÜ Fen Bilimleri Enstitüsü
Dergisi, Cilt:7, Sayı:3, Isparta.
Johnssen, Jr. T.N., Alexander, R.A. 1974. Seed of woody plants in the United States, Forest Service,
U.S. Department of Agriculture, Washington D.C., USA.
Kayacık, H. 1965. Orman ve Park Ağaçlarının Özel Sistematiği I (Açık Tohumlular), İ.Ü. Orman
Fakültesi Yayın No: 98, İstanbul.
Müderrisoğlu, S. 1971. Türkiye’de Doğal Ardıç Türleri ve Özellikleri, Ormancılık Araştırma
Enstitüsü Dergisi, Sayı 1, Ankara.
ARDIÇ TOHUMUNUN Ç
İ
MLEND
İ
R
İ
LME OLANAKLARI
45
Özkazanç, O. 1982. Akdeniz Bölgesi Ormanlarında Zarar Yapan Megastismus (Hymenoptera,
Torymideae) Türleri, İ.Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri A, Sayı 1, İstanbul.
Pamay, B. 1955. Türkiye Ardıç (Juniperus L.) Türleri ve Yayılışları. İ.Ü. Orman Fakültesi Dergisi,
Seri A, Sayı 1, İstanbul.
Pejoski, 1954. Juniperus excelsa Bieb. Kozalaklarında Tohum sayısı, (Çeviren: Burhan Aytuğ). İ.Ü.
Orman Fakültesi Dergisi, Sayı 2, İstanbul.
Saatçioğlu, F. 1976. Silvikültürün Biyolojik Esasları ve Prensipleri, İ.Ü. Orman Fakültesi Yayın No:
222, İstanbul.
Soykan, B. 1969. 1963 Yılında Geçerli Olan Orman Amenajman Planlarına Göre Orman Varlığımız,
Ormancılık Araştırma Enstitüsü Teknik Bülten No: 39, Ankara.
Yiğitoğlu, A.K. 1941. Türkiye İktisadiyatında Ormancılığın Yeri ve Ehemmiyeti. Yüksek Ziraat
Enstitüsü Yayın No: 110, Ankara.
Document Outline - ARDIÇ TOHUMUNUN ÇİMLENDİRİLME OLANAKLARI
- ÖZET
- ABSTRACT
- 1. GİRİŞ
- 2. ARDIÇ ORMANLARIMIZIN DURUMU
- 2.1. Ardıcın Türkiye’de Yayılışı
- 2.2. Ardıç Ormanlarının Kuruluşları ve Verim Gücü
- 2.3. Ardıç Tohumunun Özellikleri
- 3. MATERYAL ve YÖNTEM
- 3.1. Tohum Toplanması
- 3.2. Uygulanan İşlemler
- 3.3. Elde Edilen Verilerin Değerlendirilmesi
- 4. BULGULAR ve TARTIŞMA
- 4.1. Çimlenme Durumu
- 4.2. Fidan Yaşama ve Gelişmesi
- 4.3. Tohumun Yapısından Kaynaklanan Sorunlar
- 4.4. Zararlı Böceklerle Mücadele
- 4.5. Bulguların Tartışılması
- 5. SONUÇ ve ÖNERİLER
- KAYNAKLAR
Dostları ilə paylaş: |